Özellikle 18 yaşın altındaki kızlar için bu yazı. Büyükler ve erkekler isterlerse okuyabilirler...
Sevgili kızlar; cinsellik dün de bugün de tabudur bizim ülkemizde. İlerleme vardır ama az vardır. Mesela yıllardır cinsel eğitimin öneminden bahseder dururuz. 20-30 yıl öncesine kadar cinsel eğitim diye bir şey yoktu. Ne okullarda öğretilirdi cinsellik, ne medyada, ne aile içinde... Cinsellik yok sayılırdı da diyebiliriz.
Bizden önceki kuşakta, hatta bizim kuşakta bile, evlenirken ya da evlendiği gece öğrenirdi cinselliği genç kızlar. Komik geliyor olabilir bütün bunlar şimdi size.
Cinsellik hakkında eminim bizlerin sizin yaşınızdayken bildiğimizden çok şey biliyorsunuz. Gözünüzü açtınız, televizyonla tanıştınız. Tv filmleriyle büyüyüp, aşkı öğrendiniz daha küçükken. Öpüşüp, koklaşan çiftleri izlediniz.
TERLİK KAFAYA!
Bizler bilmezdik öpüşmeyi. Televizyon olmadığından sinemada izlerdik öpüşenleri. Ona da öpüşmek denmez ya. Kadınla erkeğin dudakları değerdi birbirine ve hemen yan dönerlerdi ya da başka sahneye geçilirdi.
Annelerimiz karşısına alıp bu konuyla ilgili herhangi bir açıklama da yapmazdı.
Biz de soramazdık, "Anne öpüşünce ne olur?" diye. Terliği kafamıza yerdik anında. Tabuydu aşk ve seks yani. Dolayısıyla Türkiye'de pek çok kadın el yordamıyla öğrendi cinselliği, kendi kendine, deneyerek...
Bugün pek çok okulda temel cinsellik eğitimi veriliyor. A'dan Z'ye cinselliği konu alan dergiler yayınlanıyor. Kitaplar var bir sürü konuyla alakalı. İnternet var. Anneler kızlarıyla daha yakından ilgileniyor kendi annelerine göre. Sizinki anlatmıyor mu?
Sorarsanız eminim anlatır. Kendi annesinin yaptığı gibi terlik fırlatmaz kafanıza.
CİNSELLİK NE ZAMAN?
Kızarır, bozarır, utanır, çekinir ama bilgilendirir sizi. Ama yine de tam anlamıyla cinsel eğitimden söz etmek mümkün değil. Hatta biraz abartı da var bu konuda, ters bir eğitim. Yani cinsellik farklı bir şekilde gözümüze, gözünüze sokulmaya çalışılıyor. Tüketimin de etkisiyle televizyonlarda, sinemalarda, medyanın değişik mecralarında cinsellik sürekli pompalanıyor. Moda cinselliği teşvik ediyor. Reklamlar cinselliğe vurgu yapıyor. Seks her şeyin önüne geçiyor.
Evet, aşk ve de seks çok önemli ama olmazsa olmaz değil. İnsanı mutlu ediyor, yaşamını anlamlı kılıyor, güzelleştiriyor ama aşk ve seks olmadan da yaşanıp, mutlu olunabiliyor. Ya da her dakika seks düşünmemiz, sevişmemiz, her şeye cinsellik katarak bakmamız gerekmiyor.
Hani takıntılı insanlar vardır, bir tahtaları eksik, güleriz onlara reklamlarda, filmlerde karşımıza çıktığında, dalga geçeriz hatta, işte onlar takılırlar bir konuya, hiç akıllarından çıkarmazlar, saplantı haline getirirler. Onun gibi bir şey sürekli seksten söz etmek. Kararında ve zamanında olmalı. Sizin için önemli olan zamanı. Ne zaman yaşayacaksınız cinselliği?
Hangi yaş uygundur diye sorayım ya da? Hemen cevap veriyorum; vücut ve beyin olgunlaştıktan sonra... Reşit olduktan sonra yani. 18 yaşından önce olmaması gerekiyor da diyebiliriz.
Bu şu anlama geliyor; vücut ve beyin olgunlaşmadan cinsel ilişkiye girilmesi halinde hayat boyu devam edecek olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
Bu nedenle önce bilgilenmelisiniz. Cinsel ilişkiye girdikten sonra başınıza neler gelebileceğini bilmelisiniz. Erkekler de bilmeli ama özellikle siz bilmelisiniz.
Çünkü cinsel ilişkiye girmenin bir bedeli var. Ve bu bedelin faturası erkeklerden ziyade kadınlara çıkıyor. Çünkü ilişki sonrasında kadınlar hamile kalabiliyor.
Hamile kalınca neler olacağına yarın devam edelim isterseniz...