Etik zeka
Yenidoğanların davranışlarını inceleyen psikologlar bu davranışı "yenidoğanın tepki verici ağlaması" olarak adlandırmışlar. Yeni dünyaya gelen bebek, diğer bebeğin zor durumuna tepki vermek adına ağlamaktadır. Çünkü aynı bebeklerin kendi ağlama seslerini duyduklarında ağlamadıkları görülmüş. Bunun anlamı; doğuştan itibaren insanda varolan empati kapasitesi.
Merhametli etik varlıklar olabilmek için, ilk önce dünyayı başkalarının gözüyle görebilmeliyiz. Empati, bebeklerin kendilerinden bağımsız olarak başkalarının da varolduğunu ve başkalarının kendilerine özgü farklı ihtiyaçları olduğunu anladıkları kilit adımdır.
EVRENSEL İLKELER
Bu bilgileri "Etik Zeka" adlı kitapta okudum.
İş performansının arttırılması ve liderlik başarısının ele alındığı kitapta, etik zeka şöyle tarif ediliyor: Evrensel insan ilkelerinin değerlerimize, hedeflerimize ve eylemlerimize nasıl uygulanmaları gerektiğini belirten zihinsel kapasite. Daha basit bir ifadeyle, evrensel ilkelerin tanımladığı şekilde doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği.
Evrensel ilkeler dediğimiz şey de, insanların davranış şekliyle ilgili olarak, dünyanın her yerindeki bütün kültürlerde ortak olan inançlardır.
Gelelim etik gelişim hikayemize. Bebek odasında bunun ipuçlarını gördük. Sonrasında da gelişme devam ediyor. İki veya üç aylık olduğumuzda, bizi yetiştirenlerin duygusal ifadelerine tepki vermeye başlıyoruz. Yüzümüzü, gözümüzü şekillere sokarak ve heyecanlı sesler çıkararak ailemizle oynarız.
Beş aylıkken, karşımızdakinin farklı duygusal ifadelerini ayırt edebiliriz. Bir yaşımıza bastığımızda, yüz ifadelerinin veya farklı ses tonlarının kendine özgü duygusal anlamları olduğunu anlarız. Daha sonra diğer insanların duygularının bizim duygularımızdan farklı olduğunu fark ederiz.
EMPATİNİN GELİŞİMİ
Bir yaşında bir çocuğu izlerseniz, bir durum karşısında tepki vermek için diğer insanların reaksiyonlarını kontrol ettiklerini görürsünüz. Örneğin çocuk düştüğü zaman ilk önce ebeveynlerinin nasıl tepki verdiklerine bakar.
Anne-baba sakin durursa çocuk da canı çok yanmadıkça, aynısını yapar. Onlar evhamlı bir şekilde koşarlarsa o da hemen ağlamaya başlar. Biraz daha büyüdükçe, çevremizdekilerle işbirliği kurmaya başlarız.
İki yaşına geldiğimizde iyice empatik oluruz. Üzüntülü insanları minicik ellerimizle teselli etmeye çalışır, sempati gösterir, hatta ağlayan birine mendil bile götürürüz.
Büyümemiz devam ederken empatinin yanı sıra adalet, sorumluluk ve utanç kavramlarını da öğreniriz. Negatif duygular da... Örneğin karşımızdakini üzeceğini bildiğimiz şeyleri de yaparız. Sonra...
Sonra işte empati duygusunu tamamen unutarak sadece ve sadece kendimizi düşünen, etik davranmayan insanlara dönüşüyoruz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.