Dünden devam ediyoruz. Çalışmak kadının en doğal ve insani hakkıdır. Kimse ama hiç kimse bir kadına "Senin yerin evindir. Dışarıda çalışamazsın" diyemez. O kadın ister çalışır ister çalışmaz. Kendisi bilir.
Çocuk sahibi olmak da bir haktır. Hem anne hem de baba için eşit bir haktır. "Sadece evde oturan kadınlar çalışır çalışan kadınlar anne olmak istiyorsa evine geri döner" diye bir genelleme yapılamaz. Ayrıca kadın istere çalışsın ister çalışmasın, babanın da çocuk sahibi olmanın bakım ve yükümlülükleri vardır. Ve bu yükümlülükler, anneler ve babalar için de eşit olmalıdır. Hele ki kadın çalışıyorsa anne-baba bu yükümlülükleri birlikte yerine getirmelidirler.
Devletin bir görevi de budur. Kadın istihdamı da dahil olmak üzere tüm sosyal politikalar, kadınla erkek arasındaki fırsat eşitliği göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.
DOĞUM İZNİ
Yani çalışan bir çift aile olmaya hazırlandığında sadece anneye doğum ini verilerek destek verilmez. Burada ebeveyn izni devreye girer. Girmelidir. Çalışma hayatı dahilindeki ebeveyn izni kadın ve erkek arasındaki eşitliği destekleyeceği için çok önemli bir çözümdür. Karısı ister evde otursun ister dışarıda çalışsın her babanın doğum izni alma hakkı vardır.
Gelişmiş pek çok ülkede ve AB ülkelerinde de durum budur. Başta kadın örgütleri olmak üzere STK'ların istediği de budur. Sadece anneye doğum izni verilerek ve bu süre uzatılarak hak ve adalet sağlanmaz.
Örneğin Kagider de geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada bu konuya değinerek şu öneride bulundu:
. Uzun süreli ücretli annelik izinleri ile kadınların işe dönüşlerini zorlaştıracak, işveren için kadın istihdamını çok daha yüksek maliyetli kılacak düzenlemeler, işvereni cezalandırıcı uygulamalar kadın istihdamı için tehlike teşkil etmektedir.
. Çalışan kadınların çocuk bakım ihtiyacını çözmek üzere kadını işten uzaklaştırmak değil, kaliteli, erişilebilir, düşük maliyetli ve devlet tarafından sağlanacak bir çocuk bakım desteği sunulmalıdır.
ÖNERİ GEREKİYOR
Nasıl sağlanacak? Bu konuda kadın örgütlerinin yaptığı çalışmalar var. Raporlar var. Örneğin Kagider'in var. Kadınların iş yaşamına katılmaları önündeki en azından çocuk bakım engelinin kaldırılması için yaklaşık üç yıldır titiz bir çalışma yürütüyorlar. Bu amaçla AÇEV ile ortak gerçekleştirdikleri "Çocuk Bakım Modeli" adlı bir çalışma var. Bunu ilgili bakanlığa da sundular. Görünen o ki taslak hazırlanırken bu çalışma da göz ardı edilmiş.
Kısacası bu taslak, çalışan kadının hayatını kolaylaştırmıyor. Veya kadının istihdama katılmasını değil eve dönmesini teşvik ediyor.
Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi (KEİG) üyesi Nevra Akdemir'in dediği gibi "Önerilerde aile merkezli bir bakış açısıyla, aile merkezli büyüme rejimi diyebileceğimiz bir durum söz konusu. Oysa bize, kadının aile içerisinde işlevlenmiş, doğurgan olan, ucuz emek gücü olan değil de birey olarak gözetildiği ve olumlu koruyucu tedbirlerin olduğu bir dizi öneri gerekiyor."
Çünkü Hülya Gülbahar'ın dediği gibi "Her türlü 'korumacılık', geleneksel rollerin pekiştirilmesi ve kadın üzerinde daha fazla tahakküm demektir".