Ne yalan söyleyeyim, kadın-erkek arasındaki cinsiyet eşitsizliğinin en az olduğu, kadınların en güçlü olduğu illerin başında İzmir gelir sanıyordum. Ne var ki eki kategoride de İzmir başlarda değil ortalarda yer alıyor.
Nedenlerine değineceğim ama önce "Toplumsal cinsiyet eşitsizliği endeksi"nden söz edeyim. Biliyorsunuz, kadınlara karşı ayrımcılığı önlemenin yolu, toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar geliştirmekten geçiyor. Kamunun hem merkez hem de yerel düzeyde oluşturduğu politikaların toplumsal cinsiyete duyarlı bir biçimde, kadınlara etkisinin göz önünde bulundurularak yapılandırılması, kadınlara yönelik politikalara ve hizmetlere öncelik verilmesi cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından çok gerekli. Gündelik hayatın biçimlenmesinde yerel düzeyde gerçekleştirilen müdahaleler ve uygulanan politikalar belirleyici önemdedir. Bu nedenle yerellerde üretilen politikaların ve sunulan hizmetlerin toplumsal cinsiyet eşitliğini gözetip gözetmediğini ölçmek, değerlendirmek ve izlemek önem taşıyor.
CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİ
Birleşmiş Milletler bu endeksi her yıl yaptırıyor. 2012 yılı Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği (Gender Inequality Index-GII) endeksinde 68. sıradayız. Dünya Ekonomi Forumu 2013 Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu'nda (Global Gender Gap Report) ise 136 ülke içinde 120. sırada yer alıyoruz. Yani cinsiyet eşitliği konusunda pek başarılı bir karnemiz yok. Bu toplumda kadın-erkek ayrımcılığının yapıldığı ve kadınların haklarının kısıtlandığı anlamına geliyor.
TEPAV(Türkiye Ekonomik Politakaları Araştırma Vakfı) tarafından yaptırılan "81 İlin Cinsiyet Eşitliği Karnesi" çalışması da kadın erkek eşitliğini il düzeyinde ölçmek ve illerin durumunu kadınlar açısından değerlendirmek amacını taşıyor.
Araştırmayı yapan Ülker Şener ve Hülya Demirbilek'in "Karne" kapsamında "Yereller İçin Cinsiyet Eşitliği Endeksi" ve "Yereller İçin Toplumsal Cinsiyet Güçlenme Endeksi" oluşturduklarını ve iller kadınlara sundukları belirli hizmetler açısından karşılaştırdıklarını söylüyorlar. Endeks, belediye meclisinde temsil, lise ve üniversite mezunu kadın nüfus, ergen yaşta annelik, anne ölüm oranı, kayıtlı istihdam baz alınarak oluşturulmuş. Kadınların durumu erkeklerin durumu ile birlikte ele alınmış ve eşitsizlik düzeyine göre iller sıralanmış.
81 İLİN KARNESİ
Çalışmanın sonuçlarına göre:
- Kadın erkek arasındaki eşitsizliğin en az olduğu iller İstanbul, Tunceli, Bolu, Düzce ve Eskişehir. Kadın erkek arasındaki eşitsizliğin en fazla olduğu iller Ağrı, Bitlis, Kilis, Gaziantep ve Siirt.
- Kadınların en güçlü olduğu iller İstanbul, Tunceli, Tekirdağ, Ankara ve Eskişehir. Kadınların en güçsüz olduğu iller Ağrı, Bitlis, Muş, Kars ve Siirt.
İstanbul'u birinci sırada olmasının nedeni kayıtlı kadın istihdam oranı ve lise-üniversite mezunu kadın nüfusun fazla olması. En zayıf olduğu nokta kadınların siyasi yaşamda temsili. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kadın oranı yüzde 10,67.
Bu konuda birinci sırada Tunceli ve Diyarbakır geliyor. Oran yüzde 26. 67. Kadınların siyasi katılımına il bazında baktığımızda Doğu ve Güneydoğu illeri daha aktif ve katılımcı bir tablo sergilerken Ege ve Akdeniz illerinde düşük katılım hemen göze çarpıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kadınların oranı yüzde 4,69. Bu oranla İzmir 81 il içinde 70. sırada yer alıyor.
Tunceli ergen yaşta anneliğin en düşük olduğu il olarak da dikkat çekiyor. İstanbul ise ergen doğurganlık oranının en düşük olduğu 5. il. İzmir 19. sırada yer alıyor. Bu konuda en kötü karnesi olan il Nevşehir.
81 ilin karnesi böyle. Düzeltmek de bizim elimizde. Hem kadınların hem de erkeklerin...