İtalya'nın örnek kabinesi
Avrupa'da sık karşılaştığımız bir durum bu. Birçok ülkede kadın başbakanlar, kadın bakanlar göze çarpıyor. Kabinenin yarısı kadınlardan oluşuyor. Bizde ise bir bilemedin iki tane kadın bakan girerse sevinme durumu oluyor. Onlardan biri de kadın pardon aileden sorumlu bakın oluyor.
Yerel yönetimde ise büyükşehir ve illerde aday gösterilen kadınların sayısı 3-4'ü geçmiyor. Belki belediye meclis üyeliklerinde en azından yüzde 30'u geçeriz ümidini taşıdık. O da olmadı. Şimdi muhtarlık seçimlerine ümit bağladık. Birçok kadın aday var. Kimi yerde 3-4 kadın aday birbirine rakip. Bakalım nasıl bir sonuç alacağız.
KADIN ADAY ÇOK!
"Siyasette niye kadın aday yok?" sorusuna düne kadar, "Çünkü yeteri kadar kadın aday yok!" yanıtı verilirdi. Yani "İstiyoruz ama kadınlar aday olmuyor" denilirdi. Oysa son seçimlerde görüldü ki kadınlar aday oluyor. Oldular da. Özellikle bu son seçimde aday kadın sayısı ikiye üçe katlandı.
Ama siyasi partilerin "kadın"lara bakışı daha doğrusu eşitlikçi ve demokratik tutumu sadece söylemden ibaret. Gerçekten kadınların siyasette yer alması istense "kota/fermuar sistemi/eşbaşkanlık" gibi eşitliğin araçları olan yöntemleri uygulamaya koyarlar. Bu eleştiri, BDP dışında bütün partiler için geçerli. "Kadınlar çiçektir, kutsaldır, başımızın tacıdır" söylemleri yerini somut gerçeğe dönüştürmek zorunda. İtalya'da olduğu gibi kabinenin yarısını kadınlardan oluştuğunu veya 81 ilin yarısında kadın adayları görmemiz gerekiyor.
YASA DEĞİŞEBİLİR!
Aslında bunun yolu siyasi partiler ve seçim kanununun değişmesinden geçiyor. Hatta Anayasa'dan önce bu yasaların değişmesi gerekiyor. Esas eşitsizlik ve anti demokratiklik bu kanunlarda mevcut. Anayasa'yı değiştirmek kolay değil. Bütün partilerin uzlaşması gerekiyor ama her parti eğer isterse ve samimiyse kendi siyasi parti kanununu değiştirebilir ve seçim kanunun değişmesi için de bir araya gelebilirler.
Ne yazık ki olmuyor. Türkiye'de siyaset erkek egemen bir yapı. Siyaset aslında kadının işi olmasına rağmen, kadın bu erkek egemen yapının zırhını delemiyor. Kapılar tamamen kapalı kadınlara. Girmek isteyenin de emeğe sömürülüyor. İş hayatında olduğu gibi kadınlar hizmet işlerinde çalıştırılıyor, erkeğin yapmak istemediği angarya işlerde kullanılıyor ama ilerlemesinin önü hep kesiliyor.
Ama kadınlar pes etmiyor. Etmeyecek. Hayal kırıklığı büyük olmasına rağmen mücadele devam ediyor. Daha bilenmiş olarak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.