Can değil, mal telef olsun!
***
İşçi ölümlerinin en fazla olduğu ülkelerden biri olmamıza rağmen iş güvenliğine yeterince önem vermiyoruz. Aslında sorun insana değer vermemekle ilgili. İnsana değil, makineye yatırım yapıyoruz. İnsanı değil, karı önemsiyoruz. İnsanımız için de devlet için de mal, candan daha değerli. "Mal telef olacağına can telef olsun" sözü de bu topraklardan çıkma. Nitekim yaralı olarak kurtulan işçinin sedyeye uzanırken söylediği cümle mıh gibi kafalarımıza kazındı: "Çizmelerimi çıkarayım mı sedye kirlenmesin!"
KRİZ YÖNETİMİ
Ama devletten beklediğimiz insana önem vermesi. Bunun için yapılması gerekenlerin başında önlem almak geliyor. Hem öncesinde hem de sonrasında. Öncesi kadar sonrası da önemli. Zira kayıp sayısını aza indirmek ve acıları biraz olsun hafifletmek başarılı bir kriz yöntemiyle mümkün. Ne yazık ki bu konuda da pek başarılı olduğumuz söylenemez. Meraklıyız, sabırsızız, bilimsel yöntemlere itibar etmeyiz, yetkilileri dinlemeyiz vs... Bir kaza oldu mu seyretmeye bayılırız mesela. Seyrederken görevlilerin işini zorlaştırdığımızı düşünmeyiz. Yolu kapatarak ambulansların geçişini engelleriz. Görevlilerin de bu konuda karnesi zayıftır. Kriz masası kurulmakta hep geç kalınır. Ve haber alma sıkıntısı yaşanır. Esas konuşması gerekenlerden bir açıklama gelmediği için her kafadan bir ses çıkar. Bilgi kirliliği kuşkuların artmasına neden olur. Günü olaysız geçmeyen bir ülke olarak kriz yönetimini öğrenmemiz gerekiyor. Hem umutla bekleyen yakınlara bilgi vermek hem de onların acısını hafifletmek kriz yönetiminin ilk kuralı. Ve de kalabalığı iyi idare etmek. İş bölümüyle herkesten yararlanmak mümkün. Böylesine afetlerden ancak organize çalışmayla en az kayıpla kurtuluruz.
***
Bütün arzumuz umutların tükenmemesi. Kazada ölen tüm işçilere Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Hepimizin başı sağ olsun.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.