Şehirlerin gelişmesinde markalaşmanın önemi
Bugünkü yazımda, "Şehirlerin Gelişmesinde Markalaşmanın Önemi:
"İzmir Üzerine Bir Uygulama" üzerine tez yazan İzmirli kızımız Zeynep Egeli'nin başarı öyküsü var. Şehir Ödülleri Türkiye 2018 Bilim Işığı Temalı Akademik Ödüller kategorisinde "En İyi Tez" ödülünü kazanan Zeynep Egeli 'nin başarısı en çok anne ve babasını gururlandırdı.
Egeli'nin Dokuz Eylül Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan babası Prof.
Dr. Hüseyin Avni Egeli ve öğretim görevlisi annesi Pınar Egeli duygusal anlar yaşadı. Markalaşma konusunda tez yazan birisi olarak, sevgili kızımızın bu başarısından çok mutlu oldum tebrik ediyorum. Bu tezden alıntılar yaparak İzmir'in marka kent olma, markalaşma yolculuğuna bakmak istiyorum:
MARKA ŞEHİR İZMİR
Günümüzde artık yalnızca ürün ve hizmetler değil; ülkeler, bölgeler hatta şehirler de markalaşmanın konusu haline gelmiştir.
Çeşitli kültürlerin, dinlerin, yaşam biçimlerinin uyum içinde yaşadığı bir kenttir İzmir.
Özgürlükçü bir kent olan İzmir, markalaşmada bugüne kadar birçok aşama kaydetmiştir.
Dünyada çok az kentin sahip olabileceği tarihi, kültürel ve doğal çeşitliliği kendisinde barındırmaktadır. İzmir'in ülke çapında doğru bir imajı olsa da, bu imaj uluslararası boyutta yeterince katma değer yaratamamaktadır.
İzmir 8500 yıllık köklü tarihi geçmişi ve sahip olduğu turistik ürün çeşitliliği özelliğiyle çok yüksek bir turizm ve marka şehir potansiyeline sahiptir. Ancak çeşitli sebeplerden dolayı bu potansiyelini yansıtamadığı görülmektedir. Oysa modernliği ve insan kalitesi gibi özellikleriyle turizm potansiyeli çok yüksek ve dünya markası olabilecek bir kenttir.
ÜRÜN ÇEŞİTLİLİĞİ
İzmir'e yönelik bir SWOT analizi yapıldığında, kentin en güçlü olduğu yanlarının başında ürün çeşitliliği ile tarihi ve kültürel zenginliği gelmektedir. Bir eğitim kentidir ve birçok üniversiteyi içinde barındırmaktadır.
İzmir'de ortak bir yaşam tarzı bilinci söz konusudur.
İzmir'in zayıf yönlerinin başında uluslararası çapta tanıtım yetersizliği ve kentin tanıtım stratejisinin olmaması belirtilebilir.
Atina'daki Akropol'ün, Bergama ve Efes'ten fazlalığının olmamasına rağmen dünyada daha çok tanınmaktadır.
Bu çerçevede İzmir'in marka kent olma yolunda şu hususlara önem vermesi gerekmektedir: Bir kentin sahip olduğu değerleri, ihtiyaçlarını ve potansiyelini ve o kentin insanını en iyi tanıyan ve bilen kentin yerel yönetimidir. Kentlerin markalaşma sürecindeki taşıyıcı gücüdür.
Bu kadar zenginliğin ve ürün çeşitliliğinin bulunduğu İzmir'in de tüm özelliklerinin ön plana çıkarılması gerekmemektedir.
Marka şehri besleyen alt markaların özenle seçilerek desteklenmesi daha doğru olacaktır. Ayrıca yerel yönetimlerin İzmir şehrinin markalaşması yönünde tüm paydaşlarla işbirliği içinde çalışma gerçekleştirmesi, atılabilecek doğru bir adımdır. Etkin pazarlama ve tanıtım çalışmaları ile sahip olunan ürün çeşitlerinin hedeflerine uygun pazarların sayılarının arttırılması gerekmektedir. Talep yaratılması ve bu talebe bağlı olarak güçlenecek destinasyon imajından yararlanılarak İzmir'in marka şehir olması sağlanmalıdır.
Bu araştırma ile İzmir'in dünya çapında marka şehir olması yolundaki eksiklikleri, atması gereken adımlar ve geleceğe yönelik hedefleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
***
Son söz; sosyal medya paylaşımda Zeynep Egeli, "Bol kahveli, az uykulu biraz da acaba doğru yolda mıyım" diye sorduğunu belirtmekte.
Evet, sevgili Zeynep doğru yoldasın bu başarı bilim ve hayat yolculuğunda sana başarılar diliyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.