Tolunay Kafkas, Fenerbahçe'nin Hollanda dönüşü sonrasındaki fizik geri gidişini iyi hesapladı. Müthiş bir önde baskı ile yüzünü döndürmedi rakibinin. Fenerbahçe'nin sağ tarafına yaptığı baskı, atakları sola yönlendirerek, Osayi - İrfan Can kahveci etkinliğinin de önünü kesti. Bir anda "gol atan kazanır" maçı izlemeye başladık. Top Fenerbahçe'de kalsa da, kontrol sürekli Ankaragücü'ndeydi.
Maç beklenen kaliteyi bulamadı ama belki de sezonun en mücadeleci maçı haline geldi. Kimse vazgeçmiyordu topun peşinden koşmaktan. Bu eforun faturası da olacaktı elbette. Orta sahası ikinci yarıdan itibaren geriye geç gelmeye başlayınca, Fenerbahçe kalabalık geldi. Dzeko ile pozisyonlar buldu.
Golün etrafında dolaşmaya başladılar. Hızlı atakta Dzkeo, Osayi'ye golü de attırdı. Sonrasında iki taraftan da hamleler geldi. 2,5 gün sonra ligin en sert deplasmanına gelen İsmail Kartal için üç puan öncelik oldu.
Tolunay Kafkas hücumcuları ile "zar" attı.
EN ZOR VİRAJI DÖNDÜ
Bu maçta bir de neyi anladık? Hakem kurgusunun geçen sezonlardan farklı olmadığını, birilerinin "takdir" hakları konusunda kulaklara üfleme yaptığını. Yedinci dakikada 10 kişi kalmalıydı Ankaragücü. Son adam Mert Çetin Dzeko'yu düşürüyor. Hakem Arda Kardeşler "yönün kornere doğruydu" diyerek topu VAR'a atıyor. Oradan ses yok. Fenerbahçe golü sonrasında Fred'e yapılan penaltı için de "iki taraf" sessiz. Yani; operasyon başladı! Maçın uzatma anlarında Fred'in "isyanını" görmek de nasip oldu.
Premier Lig'den gelip, "hakeme saygı" kültürünün yoğurduğu Brezilyalı, sarı kartı "yeter" dediği için gördü. Gireni - çıkanı ile kalbini sahaya koymuş, terini esirgemeyen bir takım haline geldi Fenerbahçe. İsmail Kartal en zor virajı döndü aslında. Bu maçın ne anlama geldiğini sonra çok iyi anlayacağız.