DENGE VE GOL MATEMATİĞİ

Fransız matematikçi ve fizikçi Henri Poincare "Bir matematikçi sanmaz fakat bilir. İnandırmaya çalışmaz çünkü ispat eder. Güveninizi beklemez. Belki dikkat etmenizi ister" demiş. Ben matematikçi değilim. Ancak sözlerdeki gibi rakamlar eşliğinde birkaç noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Mesele Karşıyaka ve Göztepe'nin durumu. Malum, birinin derdi ligin altı, diğerininki ilk altı. İki takımın da gol sayılarına bakalım. Önce Karşıyaka'ya... 23 gol atmış, 34 gol yemiş. Benzer bir rakam Boluspor'a ait. Onlar da 27 atmış, 34 yemiş. Ancak biri sonuncu, diğeri onuncu. Demek ki sorun golde değil, golün dağılımında. Çünkü KSK'nin 19, Bolu'nun 33 puan topladığını görüyoruz. Bolu'nun ligden düşme korkusu bulunmadığı gibi, biraz zorlasa ilk 6 potasından bile girebilir. Çünkü neredeyse aynı gol skalası ile biri 4, diğeri iki katı yani 8 galibiyet almış. Aynı durum Göztepe için de geçerli. Göztepe 29 gol atmış, 25 gol yemiş. Adanaspor ise 32 atıp, 23 gol yemiş. Yani 3 fazla, 2 eksik. Ancak biri 9., diğeri lider. Evet sorun yine golde değil. Dağılımında. Göztepe'nin 8 galibiyeti, 9 beraberliği var. Adana'nın ise 12 galibiyeti, 5 beraberliği. 4 galibiyetin iki İzmir takımının durumunu nasıl şekillendirdiği ortada. Göztepe'nin beraberlik sayısından 4 çıkarıp, galibiyete eklediğinizde Adana ile aynı durumda oluyorlar. Arada ince bir çizgi var yani. Demek ki denildiği gibi gerek Karşıyaka gerek de Göztepe için "Zor atıyorlar, kolay gol yiyorlar" saptaması net bir gerçeklik sunmuyor. Yukarıda bahsettiğimiz gol dağılımında, oyunu tutamamanın etkisi gelinen durumun şematik oklarından biri. Göztepe'nin bu sezon 3 maçta öne geçip skor üstünlüğünü koruyamaması (Elazığ, Ş.Urfa ve Balıkesir beraberlikleri) beraberlik sayısının neden fazla olduğunu kanıtlıyor. Karşıyaka'nın durumunu bu konuyla daha fazla ilişkilendirmek mümkün. Çünkü onlar bu sezon tam 6 maçta öne geçmelerine rağmen oyunu tutamayıp sarsıcı sonuçlar elde ettiler. Samsun, 1461 Trabzon, Alanya, Giresun, Erciyes ve G.Antep BŞB. maçlarının gelinen noktada belirleyici olduğunu söylesek kimsenin itirazı olmaz herhalde. Yani son tahlilde iki takımın da mevcut güçlerini dengeli bir oyun anlayışı ile sahaya yansıtamamaları konumlarını cazip kılmıyor. Başka sebep yok mu çok elbet. Sahanın, yönetimlerin, oyuncu tercihlerinin de katkısı var. Zaten onlar da işin içine dahil olunca aslında düğüm gibi gözüken şey kördüğüme dönüşüyor.