G.Saray'da olan biten şu... Mustafa Denizli, kadroyu fazla değiştiremediği için, kadrodakilerin yerlerini değiştiriyor. Zaman zaman değişiklik gibi gözüken hamleler ise mecburiyetten kaynaklanıyor ki rakip kim olursa olsun bunu kısa sürede avantaja dönüştürebiliyor. Sabri'nin sağ bekten sağ açığa, Chedjou'nun stoperden ön liberoya, Hakan'ın soldan savunmanın ortasına geçmesinin sebebi bu. Sonuçta stoper gibi oynayan ön liberolar ve sol bek gibi oynayan stoperler eşliğinde kademe anlayışı birbirine girince takım birbirinin benzeri halı saha golleri yiyor. Tüm bu taktiksel anlayış sebebiyle de rakipler meseleyi çözüp maça hep 1-0 önde başlıyor ki dün G.Antep 5. dakikada bulduğu golle skor olarak da 1-0 önde başladı.
Dünkü maçta Donk'un yedek soyundurulup Chedjou'nun bu bölgede başlamasının ise bana kalırsa bir başka sebebi var. Denizli, "Olur da Umut da sakatlanırsa onun yerine forvete Donk'u alırım" diye düşünmüş olabilir. Fakat Chedjou sakatlanınca otomatikman Donk gerçek yerine dahil edildi.
Ben G.Saray'a karşı oynayan bir forvet olsam "Beni niye kimse tutmuyor?" diye şaşırırım. Özellikle ceza alanı içerisinde bu kadar boş bırakılışımdan dolayı alınır, "Beni ciddiye almıyorlar mı yoksa?" diye de hayıflanırım. Aslında alakası yok. Çünkü defans öyle gelişigüzel bir savunma anlayışına sahip ki, tehlikenin nereden geleceği belli olmuyor.
Normalde bir teknik adam 2-0 gerideyken oyundan sağ bekini çıkartıp, sol bekini sahaya sürmez. Fakat mevcut kadro ile yapacağın hamleler kısıtlı ise G.Saray adına bu varyasyonlar bile normalleşiyor. Sonuç olarak bu takım adına farklı bir şey yazabilmek ya da söyleyebilmek güçleşiyor. Aslında her şey bildiğiniz gibi. G.Saray ilk yarıda tüm deplasman maçlarını dahil ettiğinizde 2 mağlubiyet almıştı. İkinci yarıda ise oynadığı 3 dış saha maçının 3'ünü de kaybetti. Rakamları karşılaştırdığınızda durumun vehameti ortada. Bir de üstüne kupa hedefinden de şaşarsa kalan maçlar gelecek sezon adına hazırlık maçlarına dönüşür.
