VAR BÖYLE BİR ŞEY
Laf kalabalığında kısa paslaşmalar ile sürüp giden sezonumuzda ender gelişen futbol manzaraları ile karşılaşınca haliyle herkes bu oyunu neden bu kadar sevdiğini hatırlıyor. Yeri dolmayan isimler bir yana, olmayan veya olamayan taktik versiyonları ile sözle cila çekilmiş hadiseler haftaları birbirine ekliyor sadece. Sonra bize uzak herhangi bir ligi izlerken "Yok böyle bir şey" hayreti cümlemizin girişine dönüşüyor. "Yok böyle bir şey. Adamlar top oynuyor" diyoruz mesela. Veya "Yok böyle bir şey. Tribünlere bak, tıklım tıklım" deyip şaşırıyoruz. Pas trafiği ile afallayıp, kaleyi bulan şut sayısı ile kendimizden geçiyoruz.
Sadece kaleyi karşıdan gören yerlerde değil, kaleyi çarşıdan gören yerlerde de futbol oynanabileceğini anlıyoruz. "Yok böyle bir şey.
Tempoya bak, bir dakika düşmüyor" diye haykırıp zevkten dört köşe oluyoruz.
UNUTTUĞUMUZ İÇİN
Aslında kurduğumuz cümlelerin ne denli abartılı olduğunun farkına varmıyoruz. Çünkü aslında "Var böyle bir şey" İşte Trabzonspor ile Beşiktaş arasında oynanan mücadele bunun örneği.
Var olmasına var ancak oynayan az. Geçen haftaki yazıyı bitirirken "İki iyi takımın maçı sezonun en çok konuşulacak maçı olabilir.
Gel cumartesi gel" demiştim ya hani. İşte bu cümle tam da böylesi bir futbol açlığı ile yazılmıştır, ahkâm kesmek için değil. Görünen heyecana kılavuzluk etmektir biraz da. Evet, "Var böyle bir şey" Ancak unuttuğumuzdan ve oynanan ile avunduğumuzdan görünce şaşırıyoruz haliyle.
Bitmesin, önümüzdeki maçlar biraz beklesin üstüne bir 90 dakika daha oynasınlar istiyoruz.
Bu maçın böylesine izleyiciyi tatmin etmesindeki sebep atılan gol sayısının fazlalığı gibi gözükse de özünde futbol kalitesinin varlığıdır.
Evet, gol bu oyunun seyir zevkini süsleyen birincil neden.
KAZANMA İSTEĞİ
Neticede 7 gol, savunma hataları göz önüne alındığı çokça hatayı işaret eder. Ancak iki takımın da hatalara ve yenilen gollere karşın kazanma isteği ile oyundan kopmama gayreti kalitenin sabit kalmasını sağlıyor.
Futbolumuzla ilgili çeşitli dönemlerde de benzer düşüşler yaşandığını kabul etmekle birlikte bu sezon özellikle tribünleri de işin için katarsak gözle görülür bir sıkıntının olduğu ortada.
Bir dönem Galatasaray'ı çalıştıran Frank Rijkaard "Aslında her şeyden biraz var Türk futbolunda.
Ama hiçbir şeyden tam yok" demişti mesela. 27 haftada iyi maç sayısı bir elin parmak sayısını geçmiyorsa, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor.
İyi haftalar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.