Futbolun da bir matematiği var. Ortak paydası, mutlak değeri, iç ve dış açıları var.
Hal böyleyken sahada yaşananlarla puanlar arasında bir orantı kurulur.
Bazen de sağlamasını yapsan da yanlışlar zor bulunur. Yerli-yabancı dengesi, kulübe-saha tercihi, kağıt üstü planlar ve sahada olanlar.
Geçen iki haftanın anlattıkları açık.
Ancak bir o kadar da karmaşık. Bir içler dışlar çarpımı ile 4 büyüklerin durumuna baktığımızda o kadar çok not çıkıyor ki denge ve dengesizlikleri özetliyor sanki.
Bir kere evvela "Kayseri ve Osmanlı maçına bakıp G.Saray'ı gözümüzde büyütmeyelim" tarzı ifadelerden başlayalım. Çünkü bunu dersek sağlama yaptığımızda net bir veri kalmaz elimizde. Çünkü o Kayseri de gitti, F.Bahçe'den puan alan Göztepe'yi yendi. Evet Fener de çok iyi değil ancak bakmamız gereken yer sahadır, rakamlardır ve sahada yaşanandır.
G.Saray, geçen sezonki takım değil. Hatta 1 ay önceki Östersunds faciasındaki takım da değil. O maçların yanlışları ile şimdiki doğrular biliniyor. G.Saray, Östersunds deplasmanında plansız, orta sahasız, adının etkisiyle çıktı. Ve fena halde yanıldı. Şimdi ise hem adı hem de tadı var. Yepyeni bir takımın iki haftada böylesine tempolu oynaması, sağa sola saldırıp, sürekli gol araması kolay iş değil.
O da adıyla oynadı
F.Bahçe ise G.Saray'ın Östersunds maçındaki hali gibi şu an. Avrupa maçına çıkmış ancak adıyla oynuyor.
Kjaer'i satmış yerine stoper almamış. Mehmet Ekici'yi almış faydalanamamış. Golcüyü bulmuş altyapıya sarılmış. Bir de üstüne kalesi dağılmış. E ne olacaktı? Saha rakibe dar mı olacaktı? Dar olmadı ancak sevinen Vardar oldu.
Peki hala bir şansı yok mu, var? Bunun için Aykut Kocaman'ın bir karar vermesi lazım.
Yani kalecisini seçmesini, stoperini belirlemesi, hücum hattını şekillendirmesi lazım. Geçici çözümler geçmeyen yaralar bırakabilir. İşte o zaman G.Saray gibi transfer için vaktin de kalmayabilir.
Kulübe sorunsalı
Beşiktaş'ın durumu ise farklı.
Kasımpaşa maçında kulübeye bakıyoruz, şaşıyoruz. 11 için düşünülen herkes yedek. Lens, Medel ve Negredo kulübede. Niye? Hazır değillermiş.
Nasıl hazır olacaklar? Oturarak mı, oynayarak mı? Diğer takımlar komple yenilenmiş kadrolarıyla sahaya çıkarken Beşiktaş hala nasıl bu mazerete sığınıyor? Şenol Güneş de Kocaman gibi tercihlerini belirlemeli.
Aksi taktirde sahada savaşan oyuncunun aksine kulübede çok arkadaşı olur. Ve Trabzon. 20 yıldır süren Kadıköy hasretini bitirmeye çok yakındı ancak doğru formül bulunamadı.
Maçın başı ile seyri arasında büyük farklar oluştu. Trabzon'un iyi bir 11'i var ancak kulübesi zayıf.
Burak çıkınca oyuna girmesi gereken isim Rodallega'ydı. Hızlı adamlarını kullanmadı. Kullansa hasreti bitirirdi.
1 puanla yetindi. Daha yolun başı elbet. Fakat sorunlar bekleyerek ve hataları birbirine ekleyerek çözülmez.
İyi haftalar.