Yazık... Çok yazık...
Umut dolu yürekler, siyah-beyaz kaşkollar, mucizenin rol çaldığı hesaplar... Üstelik İzmir daha yeni bir takımını kaybetmiş... Üstelik matematiğe göre Altay için henüz tüm ihtimaller tükenmemiş... Fakat daha kronometre 8. dakikayı gösterirken Hogwarts'ın büyücü çocuğu daralan açıya aldırmaksızın fileleri görüyor. Olsun daha 82 dakika var.
Uzatmalarla birlikte belki 92. Umut dolu yürekler, siyah-beyaz kaşkollar, mucizenin rol çaldığı hesaplar... Şimdi bir yetmez, iki lazım. Ne çare, saldıran Aslan. Nelsson'un kafa vuruşu, Gomis'in kaçırdıkları, Altay'ın cılız şutları. Bu futbol galibiyete yetmez gibi gözüküyor. Sadece galibiyete de değil, bu ligde devam etmeye de.
33 MAÇTA 20 MAĞLUBİYET
Neydi o hesaplar? G.Saray'ı yendin mi, Giresun ile olan puan farkı 7'ye düşecek. Sonra sen Hatay'ı deplasmanda yeneceksin, onlar da evinde A.Demir'e kaybedecek. Kaldı mı 4 puan. Bir sonraki hafta rakibin Giresun zaten. Umut dolu yürekler, siyah-beyaz kaşkollar, mucizenin rol çaldığı hesaplar... Koca sezon "Bu maç, olmadı öteki maç" diye diye geçti.
33 maçta 20 mağlubiyet. Aynı Rize gibi.
Aynı Göztepe gibi... Sezon başı planlaması daha düzgün yapılsaydı, transfer tahtası kapalı olmasaydı, belki de bu takımın yeri bu olmayacaktı. Çok yanlış yapıldı çoook.
Ancak bu kadar yanlışı sığdıracak yerim yok. Dünkü skorla birlikte umutlar artık taca çıktı. Yazık... Çok yazık....
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.