Sezon başından bu yana kazandığı iki maç dahil heyecana teşvik etmeyen, oyun kalitesi vasatı aşmayan, özellikle hücumda rakibi tehdit etmeyen yapısıyla sıradanlıkta master yapan Göztepe'nin kadrosunda ve dizilişte sürekli değişim yaşaması sıralamadaki yerini belirledi.
Özellikle golcüler sürekli değişirken, skorlar pek değişmedi. Alınan sonuçlar ve gelen tepkiler nezaretinde yaşanan özgüven kaybı da takımın görüntüsüne bariz bir şekilde yansıdı. Oynamaktan çok rakibin oyununa ayak uydurmaya çalışan bu anlayışla dünkü maça kadar gelindi. Malatya'daki ilk yarı da diğerlerinin bir benzeriydi aslında. Fakat rakibin de aynı kendisi gibi bir kimlik arayışında olması sebebiyle Göztepe çok fazla bir tehdit hissetmedi. Buna rağmen başta bahsettiğim özgüven kaybı sebebiyle kendi yarı alanından çıkarken panik yapan, çoğunlukla kalecisini devreye sokan ve iki top yapamayan sarı-kırmızılılar rakibin yapması gereken tehdidi kendisi yarattı. Tijanic'in iki denemesi dışında pozisyon bulamayan Göz-Göz, son dakikada savunmanın arasına sızan tecrübeli ismi Yasin ile soyunma odasına önde gitmesini bildi.
FUTBOL KALİTESİ AYNI
İkinci yarının hemen başında çalan penaltı düdüğü aynı Göztepe gibi zorlanan Malatya'nın tam da aradığı fırsattı. Fakat Buğra topu direğe nişanlayınca oyunun kontrolü bir süreliğine Göztepe'ye geçti. Ancak bu sürede demoralize olan Malatya'yı boğamayan sarı-kırmızılılar pas hatalarıyla rakibini oyunda tuttu. 70'te Tijanic'in hatasıyla Doğukan net bir pozisyon bulsa da neyse ki kalesinde devleşen Ekrem tabelanın değişmesine izin vermedi. Evet Göztepe'de futbol kalitesinde pek bir değişiklik yok.
Çünkü genel itibariyle baktığınızda sadece skor iyi. Tabii ki kazanmak çok önemliydi.
Bu maçtan alınacak ters bir sonuç işlerin daha da karışmasına sebep olabilirdi. Fakat Göztepe'nin bir an evvel oyun anlayışını değiştirip yeni hamleler üretmesi lazım. Aksi taktirde sezon sonuna kadar maçlar bir korku filmine dönüşebilir.