Giriş Tarihi: 07 Kasım 2023, 23:30
Türkiye'nin herhangi bir şehrinin, herhangi bir ilçesinin herhangi bir mahallesinde taştan yapılan kalelerdeki hayali filelere topu göndererek Icardi, Dzeko, Aboubakar sevinci yapan çocuklarımızın tek derdi şu güzel oyunun tadını çıkarmakken büyük resimde gördüklerimiz ne acı öyle değil mi? Keşke Mahmut Hoca, Hababam'a ön bahçede top oynamayı yasaklamasaydı hiç. Çünkü futbolun arka bahçesinde açık kalan musluktan akan bulanık su ile yüzümüzü yıkamamız imkansız.
Günlerdir öyle şeyler duyuyoruz ki o saf çocukların futbol sevgisi ile alakası yok bu meselenin.
Herkes bir takım yanlışlara işaret ediyor. Herkes durumun pek vahim olduğundan bahsediyor.
Ve yanlışlar o kadar çok ki deterjan firmaları güçlerini birleştirse bu kirliliğin üstesinden gelebilmek çok zor. Bir VAR hakemin eşinin açıklamaları, futboldaki bahis ve kara para aklama iddiaları, başkanların demeç savaşları, her daim hedefte olan TFF ve MHK, ortak paydaları futbol olan bir yığın ifade. Albert Camus'nun "Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi" sözlerinin detayında belki de yaşadıklarımız. Herkesin var olma çabasında olduğu bu meşin yuvarlak hikayelerinde değişimlerin gelişimleri desteklememesi ve o bir türlü açamadığımız beyaz sayfaların diğer karalanmış sayfalara dönüşmesiyle sorunu nasıl çözebiliriz ki? Kime sorsan "Böyle gitmez" diyor.
Ama böyle gidiyor hep. Halının altına baktınız mı hiç? Oraya süpürülenler bir canavarın organizması oldu belki de. Ve o canavarla yüzleşmeden çözemezsiniz hiç bir şeyi. Çocuklarımızı, gençlerimizi bu spora teşvik etmeden önce şu canavarın üstesinden gelmeliyiz. Yoksa o beyaz sayfaları sadece kırtasiyelerde görürüz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen
tıklayın.