Şu bir gerçek ki, Fenerbahçe tribünleri sahadakilerden çok kulübedeki transferine (Mourinho) karşı daha büyük bir heyecan duyuyor. Portekizli teknik adamın oyuna tesirinin, kenarda maçı yaşayışının ve kararlara tepkilerinin maçın önüne geçtiği muhakkak. Yıllardır bildiğimiz Jose sisteminin oturması için elbette zamana ihtiyaç var. Sezon başı olması nedeniyle her kusurun şimdilik mazereti var. Fakat bunun bir süresi de var. Çünkü kulübedeki Mourinho da olsa Türkiye'deki teknik direktör kredisinin kaç maçtan geçtiğini gayet iyi biliyoruz. Dün sarı-lacivertlilerin en büyük avantajı rakibinin de sezon öncesi aksaklıkları ile boğuşuyor olmasıydı. Öyle bir ilk yarı izledik ki Akdeniz temsilcisi topu rakibine verip sadece izledi. Daha doğrusu oyunu kendi yarı alanında kabul etti. Hal böyleyken golün gelmemesi mucize olurdu. Nitekim usta ayak Dzeko yine klasını konuşturdu ve tabelayı değiştirdi.
MOURİNHO'NUN İŞİ ZOR
Dzeko için çok şey söylemek mümkün. Sadece yaptıkları ile değil, tecrübesiyle takım arkadaşlarına kattıklarıyla da önemli bir figür. Maximin'in de uzun vadede (hatta bu vade daha da kısabilir) hücum varyasyonlarında kilit rolü üstleneceğini şimdiden öngörebiliyoruz. Herkes söyledi ama tekrar etmekte fayda var. Bu takımın Fred'e ihtiyacı var. Bir de Ferdi'nin kafasını netleştirmesi şart. İkinci yarıda A.Demir biraz daha önde gözüktü ama yine etkisiz kalınca skor değişmedi. F.Bahçe'nin de farkı artırmaya niyeti olmayınca maç Dzeko'nun tek golü ile sona erdi. Sezona üç puanla başlangıç yapmak önemli ama dünkü futbol şampiyonluğa yetmez. Hatta liderliğin yanından geçmez. Mourinho'nun işi zor, çok çalışması gerekiyor. Sanırım o da bunu zaten gayet iyi biliyor.