SSn haftalarda Beşiktaş'ın yaşadığı olaylar ve verdiği kayıplar, kesin pişmiş tavuğun başına gelmemiştir!
Fener maçına çıkmama kararı, tüm gönül verenlerin yüreğini burkarken, Galatasaray kaybı, 'Acılı Adana' oluverdi üstüne...
Şimdiki geldiği durumsa, bir bakıma, yukarıda asılı ciğere bakan kedi misali!
Üstünde bulunan takımlar kaybetse de, liderliği kapsak örneği yani...
Gözün-ayağın oyun alanında, kulağın radyoda maçlar oynamak, bilirim, daha bi stresli yapar adamı... Hele hele Kayserispor gibi 'rahat' bir takım, ciddi rahatsızlık verebilirdi Beşiktaş'a...
Adriano örümcekleri aldı
Maç başladığında, çisil çisil yağan yağmur...
Saha, müthiş kaygan ve nem, had safhadaydı. Yani; Kartallar'ın işi, epey zordu başlangıçta... Bir Pepe'nin yerini, Vida'nın dolduramadığının ve Babel'in oyuna dahil olmasında yaşadığı 'kabızlık!' dışında, sıkıntı gözükmüyordu.
Kayserispor, ilk yarım saatte 'deve dişi!' gibi gözükse de, Q-7'nin ortasını gole çeviren Tosic'in golüyle, gardları düştü bir anda... Böylece çıbanı, patlaşmış oldu Beşiktaş... Adriano'nun sağ ayağıyla, örümcekleri alan golü de oldu, Şam'da kayısı...
İkinci yarı bizleri sıktı
İkinci yarı başlangıcı, keçi boynuzu tadındaydı tüm izleyenlere... Orta alanda sakız çiğnemekten öteye geçmeyen, biraz da, Beşiktaş'ın kendisini yormamak adına yaptığı cılız ataklarını izlerken, içimiz sıkıldı mı? Sıkıldı!
Bitmek bilmeyen bu 'tarz futbolununun, bir an önce bitmesini beklerken, doksan dakika boyunca gözüme ilişemeyen Vagner Love'un, oyundan çıkışınında beni ikaz eden avukat bir arkadaşıma rağmen farkına varmam, hayli enteresan(!)