Profesyonelliğimin, taze yılları...
Çok önemli bir maç öncesi, teklif edilen neredeyse bir apartman alacak parayı (şike için!), sevgili hocamıza telaşla ilettik, iki arkadaş(!) Hoca, topu ayağında tutmamış, sabah manşetlerdeydik! Yani; taraftarın tam kucağında!
Fikret Orman'ın ve Demba Ba açıklamasının, bizim yaşadıklarımızdan, sorarım ne farkı var? Mide bulandırmaması ve elde olmasa da, doksan dakika boyunca Ba'dan gözleri ayırmamak, mümkün mü?
Haa! Daha sekizinci dakikada, çaprazdan çektiği şutun auta gitmesinde bile, devam etti bu dedikodu!
Geçelim... Göztepe, sandığımdan iyi başladı maça... Durmadan kafa çıkartması, orta alan hakimiyeti ve ilk gol pozisyonlarını yakalaması, gözünü korkuttu Beşiktaş'ın... Negredo'nun adı telaffuz edilmezken, Halil ile Ba'yı izliyorduk, sık aralıklarla.
BİR BAŞKANA YAKIŞMIYOR
Beşiktaş'a baktığımızda, en çok Babel, Talisca ve Medel'in sesleri geliyordu kulağımıza... Nitekim; Caner'in ortasına kafayı koyan Talisca ile hemen ardından Medel'le arka koltuğu ikilemesi, bayağı rahatlattı Kara Kartalları... Yeri gelmişken, sormam gerekiyor. Sahi, bu 'Lens Efendi!', ne iş yapar arkadaşlar? Var mı bu kardeşi gören, bi sesini duyan? Göztepe'nin ikinci yarıya müthiş istekli başlamasını, keyifle izlerken ve erken bir gol yakalamasında, sonucun değişeceğini iddia ederken, dahası golü yakalamışken, o da ne? Daha ellinci dakikada, tabela kalktı Kaptan Selçuk'a!
Sonuçta, Beşiktaş'a dört farkla kaybediyorsun. Ancak; iki adama kızmalıyım? Çıkarıldığından dolayı, afra-tafralarla çözdüğü bandajlarını yere vuran Selçuk'a! Ve de Tamer Hoca'ya! Futbolun geleneğinde kaptan, ya ilk yarı sonu çıkar, ya da seksenlerde... Çıkan kaptansa, belli etmez duygularını bilader!
Bozmayın huzuru... Karşılıklı konuşun, konuşun... Fikret Başkan'a da, yakışmıyor, bırakacak bu ucuz işleri(!)