B iline! Geçen hafta kendini attıran Quaresma'ya, en fazla kızanların, en önde bayrak tutanlardanım!
Ancaaak, sormalı; beş maçlık ceza reva mı bu çocuğa? Rakip, her türlü naneyi yiyor! Tahriğin Allah'ı, cümle alemin gözü önünde ve yaptığı aşı (tekme, tekme!), kemik kıran cinsten hem de! Bu adama sarı, Quaresma'ya beş maç(!) Hep söylerim...
Hakemler, futbol topuyla haşır-neşir olanlardan seçilsin diye... Kesilen haksız cezalara baktığımda, anlaşılıyor ki bu ceza kurullarında yer alanlarda, muhakkak topa değmiş olmalı! Ki adalet; doğru dağılsın, doğru dağıtılsın de mi? Henüz, ilk dakikalar...
Gençlerbirliği bir yanım var ya, hoplamışım birden... Dört eksikli Gençler'in, Skuletic ile gol pozisyonunu kaçırmasıyla, yapılan haksızlıkları ani bir kıvraklık yaparak öteledim, döndüm, Beşiktaş'ın tek kale oynadığı maça...
LENS'E NASIL DAYANIYOR
Doğaldır, Gençlerbirliği'nin kendini, kendi yarı alanına kapatması ancak, eğer ki Babel ve Talisca rakiplerinden sıyrılarak vurdukları çerçeveyi tutsa, bu denli zorlanmayacaklardı ilk yarıda... Gözümün birisi, elimde olmadan, sürekli Lens'in üzerinde bu aralar... Sadece on biri tamamlayan, zırnık fayda sağlamayan bu arkadaşa Şenol Hoca'nın nasıl dayandığına da, bir türlü basmadı koca kafam(!) Sürekli 'hep Tolgay!' diyorum. 'Beşiktaş'ın vazgeçilmezi!' diyorum. 'Orta alan, O'nsuz olmaz!' diyorum. Yaşanan o kabızlıkta, savunmanın arasına, Talisca'ya derinlemesine gönderdiği pasın gol olması, kendisiyle ilgili her şeyi anlattı bence... Kasap et, koyun can derdindeydi dün akşam... Gençler, can havliyle inanılmaz bir mücadele verdi Arena'da... Takdiri hak ettiler ve Beşiktaş'a azap üstüne azap çektirdikleri kesin!
Başakşehir'in önceki gün yenilmesi ve Kara Kartallar'ın dünkü galibiyetiyle şampiyonluk iddialarını devam ettirmesi, ala...
Ama, ama! Böyle mücadele veren Gençler düşerse eğer, içim yanar, yanar ağlar(!)