Dinlerken tüyleri diken diken eden Milli Marşımız çalındığında, kamyon dolusu yabancılarından dolayı, tek Galatasaraylı'nın mırıldanmaması epey gücüme giderken, daha ilk dakikada Muslera'nın bir ıskası vardı ki, tam evlere şenlik(!) O pozisyonun gol olmaması, büyük şans!
Henüz ilk dakikada, ıslık çala çala gelen bu ortamın, iyiye işaret olmadığı, Galatasaray'ın maçı fazla önemsemediği kanısı yaratttı o an... Breh, breh! Daha önümdeki kağıda not düşerken, ani gelişen Akhisar atağında Seleznyov, Nagatomo'yu manava göndererek, bıraktı topu sağ köşeye, iyi mi?
TARTIŞMALI TERCİHLER
Bu maçı, kazanır kazanmaz... Şimdi, yeri gelmişken, şu izlediğimiz Galatasay'ı bi elekten geçirelim. Tonlarca borç varken, Avrupa'larda yapılan kampların masrafları ayrı tartışma konusu(!) Maicon'nun, gidip gideceği apayrı! Kimsenin içine sindiremediği Belhanda'yı Fatih Hoca'nın 'evlat!' olarak görmesi, ayrı!
Feghouli konusunda hala ısrarcılığını durmadan eleştiriyor, futbol otoriteleri(!) Papağan gibi, soluksuz fiyatının artmasını dile getiren ve huzur bozan Gomis efendiyi, gündeme almadım bile!
Hal böyleyken, dört oyuncunla sorunlar tavana vurmuşken, nasıl Avrupa'larda gezinir, nasıl kendi memleketinde borunu öttürüsün, varsa bir bilen, geri gelip, anlatsın bana! Görünen o ki; kim ne derse desin, ciddi bir mutsuzluk yaşanıyor Galatasaray'da!
HELAL OLSUN SİZE
Ammaaan! Fatih Terim'in, Kebabcı Selahattin ile kısır çekişmesini mi?
Kimin kimi dövdüğünü mü? Yine Fatih Hoca'nın, Futbol Federasyonu'ndan alacağı tazminatı mı? Benim gündemim değil, yani tırışkadan namelerin, hepsini koydum bi kenara... Bahsededim... Özür be benim yeşil-siyahlı hemşehrilerim, çok çok özür... Süper Lig'e çıktığınızdan bu yana, inanılmaz mütevazi kaldınız. Gelen paralar ile ilgili, haddinizi aşmadınız.
Ayak-yorgan misali, çoğuna örnek oldunuz şu memlekette... Gomis'in penaltısını çıkardı kaleci Fatih ve kupa Akhisar'ın...
Harbiden başımın tacısınız, baş tacısınız...