Antalyaspor karşılaşması... İkinci yarının başlarında, tek risk alan ve asistler deneyen iyi bir Tolgay'a, sonrasında da, her an gol yaptırabilecek Quaresma'ya kementi atıyor Şenol Güneş! Yaptığı haksızlığın farkında ki, her ikisini şüpheli gözlerle izliyor, beden dillerindeki sitemleri(!) Çünkü; kendide adı kadar biliyor ki verdiği karar, yanlışın billahı, tillahı(!) Sayfayı çevirelim... Kenarda top toplayıcı on yaşındaki çocuğa sorsak, kesin ilk onbirde sayar, gözden çıkarmaya çalıştığı ve attığı gollerle zevatı kurtaran Negredo ile Babel'i... Nerdeler bilader, hani nerdeler?
Dakika otuzlara merdiven dayadığında, Quaresma- Medel-Tolgay ve Pepe'den başka topa giren oyuncu sayısı, yok gibiydi Beşiktaş'ta...
Partizan'ın, sahanın hemen hemen her yerinde pres koyması, oynamaktan çok oynatmama düşüncesi, daha da zora soktu Kara Kartalları...
PEPE BİZİ RAHATLATTI
İKafam, tam bu karabasanlarla yoğrulurken, Quaresma'nın harika ortasını, gole dönüştürüvermez mi Pepe? Memleket meselesi, herkes gibi ben de rahatladım elbette...
Akabinde, müthiş bir al-ver yaparak, Larin'in pasında Oğuzhan'ın o golü var ki, gerçekten tekrar tekrar izlenmeye değer... Zıpladık, 'Ohh!'dedik, yanımdakilerle hep birlikte...
'Eşeği gölgeye çektik!' diyorduk ki Partizan Takımı, anasından emdiği sütü, burnundan getirmeye başladı, ikinci kırk beşte bizim Beşiktaş'ın! Direkte 'Şırrrak!' diye patlayan Pantic'in şutu, yürekleri ağıza getirdi getirmesine amma Q-7'nin, adrese gönderdiği top Pepe'nin kafasıyla buluştu ve ağlara kavuştu.
Böylece Beşiktaşlı'lar, bizler, memleket mutlu mu, mutluuu! En önemlisi... Şenol Hoca , gecenin kahramanı o Medel'i, alkışlanması için oyundan almasını biliyor, bilmesine... Ama, bilsin ki geçen hafta kement atarak kulübeye çektiği Quaresma ile O Tolgay'da, maçın kahramanlarıydı(!) Ah Hoca'm, ah!