Çok özlemiştik başarıları, dostlukları, kavgaları ev sahiplerini dövmeye kalkan misafir rakiplerin taraftar ve oyuncularını deplasmana gitmekten çekinenleri ve kazanılan buruk kupaları. Şampiyonluk uğruna kulübün ne adını, ne yerini bilmeyen ve ilk maçında kaybeden oyunculara ödenmiş bir haftalık transfer meblağlarını. Ve maalesef kupalar alındıktan sonra her yaşananın unutulduğu, her şeye rağmen sevdiğimiz Tenis Ligi'ni... Bu sefer daha dikkatle hazırlanmış ama hala yetersiz, deplasmansız, yalnızca ismi lig olan bir şampiyona var karşımızda. Yine de bölgesellikte bir adım olabileceği için hayırlarla başlamasını diliyoruz.
LİGLERLE İLGİLİ ACI GERÇEKLER
Yönetimler, ligleri bir yük, angarya ve maddi getirisi olmayan bir etkinlik olarak görebilmekte. Bu yaklaşım liglerin bu kadar sene askıya alınmasının da tek nedenidir. Kulüpler bünyelerinde, kendilerine lisans ile bağlı oyuncularını test etmek ve alacakları başarılardan dolayı takımlarıyla övünmek istemeleri de çok doğaldır. Lisanslı oyuncular ise takımda oynayıp kulüplerini temsil edecekleri için gurur ve mutluluk duyarlar. Ne var ki bu arzu, bu gururlu mutluluk her zaman gerçekleşmez. Kulüpler oyuncularının başarısız olmasından tabii ki üzülürler ama hiç bir zaman takım çalışmalarından vazgeçmeyi düşünmedikleri gibi daha çok daha fazla çalışmaya yönelirler. Oyuncular da kendilerinden bekleneni veremedikleri için üzülür. Lig takımında oynayarak para kazanmak için yönetimlerle pazarlık yapmak isteyen oyuncular da vardır. Ne var ki kulüplerinin kendilerine senelerdir verdiklerine karşı bu tür düşüncesizce, vefasızca ve nankörce davranışlar, bu düşüncelere sevk edilen bu oyunculara yakışmadığı gibi, bu oyuncuların geleceklerine büyük zararlar verir. Umarım iyi okunur, anlaşılır ve de hazmedilir.
ROLAND GARROS'TA MÜTHİŞ HEYECAN
Bu sene her zamandan farklı olarak çok uzun, çekişmeli, zevkli, epik, ve unutulmayacak karşılaşmalar yaşanıyor Roland Garros'ta.
Yaşanan sürprizlerin, sayısı giderek artarken çeyrek final listesine baktığınızda neredeyse hep büyük ve yaşı ilerlemiş oyuncular yerlerini koruyor. Hem şaşırtıcı, hem de sevindirici! Şimdilik yalnız Nadal için söylenmiş olsa da, "Nadal, 45'inde bile final oynar" cümlesi insanı düşündürüp, "Hey gençlik, uyuyor musunuz?" dedirtiyor.
ZİRVE İÇİN ÇOK ADAY VAR
Bence yeni neslin sırası da gelecek ama o sıra gelinceye kadar bizler de bu güne kadar gelmiş geçmiş en mükemmel, hepsi birer tenisin ilahı olan oyuncuları büyük bir zevkle seyrediyor olmaktan mutluluk duyacağız! Hepsine de uzun ömürler diliyorum. Bu sene şampiyonluğa çok aday var. Tahmin imkansız, izleyip göreceğiz.