Grand Slam yönetimleri, ATP, WTA, İTF gibi kurumlar, kendileri dahi inanmadan Ağustos ayı için ümit dağıtmaya devam ediyor. Sık sık ve her ülkede yapılan uyarılara rağmen karşı düşüncede olan fanatikler gerçekleri görmezden gelmeye devam ediyor. Bunlar beni üzüyor ama ne var ki sağlığın tüm özlem, servet ve başarıdan daha önemli olduğunu bilenlerin olmasına da tabii ki seviniyorum.
SPOR YAŞAMIN ÇOK ÖNEMLİ PARÇASI
Bireysel olarak ve sağlık açısından sporun önemi yadsınamaz olduğu gibi, her gün giderek artan ekonomik önemi yanında ekmeğini fiilen buralardan çıkaran ve sporun ayrılmaz parçaları olan spor emekçileri için risk çok daha hayati! İster tenis, ister futbol, isterse de başka bir spor dalında olsun, amatör veya profesyonel olarak sporun tam içinde bulunan oyuncusuyla, hakemleriyle, top toplayıcıları ile kort bakıcıları dahil tüm ilgililer bu salgın günlerinin ilk hedefi olmaktadır. Seyircilerin durumu ise biraz farklı. Çünkü onlar kendi arzularıyla önlem alarak seyir zevki için orda olurlar. Doğrudan ilgili olanlar ise yöneticilerin, organizatörlerin, federasyonların aldığı kararlar doğrultusunda mecburen işlerini yapıp hayatlarını idame ettirmek için görevdedirler.
DJOKOVİÇ'İN YAPTIKLARI
Buna rağmen son günlerde her taraftan "testi pozitif çıktı" haberleri giderek artmaya başladı. Hepsi de Fatih Terim gibi önemli spor adamları! Ne var ki, bu salgından en az etkilenen sporlardan biri olan tenisten gelen son haberler neredeyse bir çuval incire zarar verecek nitelikte. Djokoviç'in organizatörü olduğu ADRİA turdan son haberler çok etkileyici... Önce Bulgar Dimitrov'un haberi geldi, ardından Coric'in de testinin pozitif olduğu haberi bardağı taşırdı. Ve çorap söküğü gibi benzer haberler ve karantina mecburiyetleri ortaya çıktı. Organizatörlerin bu vurdum duymazlığı maalesef tenisimize büyük zarar verecek diye korkuyorum. Tam da insanlar US OPEN'in yapılacağı haberine sevinmeye başlamışken! Djokoviç ise testi reddederek ülkesine dönmüş. Ne de olsa, çok konuşmaya başlayan babasının oğlu!
HİÇ KİMSE SALGINDAN MUAF DEĞİL
İster dünya bir numarası, ister olimpiyat şampiyonu kim olursa olsun önce kendinizi, sonra da rakiplerinizi ve saha içinde ki tüm görevlileri düşünmeden hareket edemezsiniz. Yetkililer ve bilim kurulları tarafından önerilen, hatta şart koşulan, uymayanlara ceza kesilen tüm kurallara harfiyen uymazsanız, bilerek, mecburiyetten veya kurnazlıktan bu yasakları delmeye kalkarsanız aslında bırakın salgının bitirilmesi veya kontrol altına alınmasını, bu uğurda büyük özveriyle çaba harcayanlara da haksızlık etmiş olursunuz. Hiç kimse spordan uzak kaldığı için ölmez ama bu dönemde ve bu kaideleri hiçe sayarak fütursuzca yapılan spor öldürebilir. Hem kendilerini hem de başkalarını...