Uzun yıllardır hasretini çektiğimiz şampiyonada 2008'de olduğu gibi yine adımızı son 16 turuna yazdırmanın vermiş olduğu mutlulukla ekran başına kilitlendik. Sezon içerisinde, günlük yaşamımızda ne yaşarsak yaşayalım tüm vatandaşlarımız için hayat milli takımın maçı başladığında duruyor. 2002'de ve 2008'de olduğu gibi yine meydanlarda, evlerimizde ve kimimizde görev başında ay-yıldızlı forma altında tek vücut oluyoruz. Tüm bu duygular kafamda dönerken, açıklanan kadroyla açıkçası gerildim. Çünkü grup maçlarında olduğu gibi yine forvetsiz (İlk 11'de asıl mevkii forvet olan bir oyuncu olmadan) sahaya çıkacaktık. Ama ilk düdük ile birlikte tüm endişelerimden sıyrılarak, güzel duygular ve büyük bir heyecanla ekran başında yerimi aldım. Daha düdük çalmıştık ki duran toptan Merih ile golü bulup öne geçtik. Maça adeta 1-0 önde başlayan milliler rakibin baskı kurduğu anlarda Merih ve Kaan'ın başarılı performansıyla Avusturya'ya pozisyon vermedi.
RÖVANŞI VE BİLETİ ALDIK
Akıllı bir oyun oynayan ve rakibi yoran ayyıldızlılar ilk yarıyı önde kapattı. İkinci yarıya beklenildiği gibi Avusturya baskılı başladı. Bu dakikalarda Mert Günok kalesinde devleşerek takımımızı ayakta tuttu. İlk yarıda olduğu gibi kazandığımız bir kornerde Merih attığı kafa golüyle farkı ikiye çıkardı. Bu dakikalarda kalemize yaslanınca maalesef topu ağlarımızda gördük. Montella takımın oyundan düştüğünü görünce yaptığı hamlelerle ayarları değiştirdi. Son toplarda biraz daha sakin olabilsek fişi çekebilir ve son dakikaları huzurla geçirebilirdik. Sonuç olarak hem rövanşı hem de çeyrek final biletini kaptık. Sıradaki rakip Hollanda. 2008'deki başarıyı daha üst seviyeye çıkarmaya ise son 180 dakika. Haydi 'Bizim Çocuklar'.
