Sınırlarımızı ve ülkemizi yaklaşık 40 yıldır tehdit eden terör belasından kurtulmaya yönelik düzenlenen Zeytin Dalı Harekatı, 21 gündür sürüyor.
Dünyanın gözü kulağı bu harekatta...
PKK'nın Suriye'deki uzantıları olan YPG ve PYD terör örgütlerini ezip geçtiğimiz bu harekatın hedefinde ise gerçekte Evanjelist ABD ve Siyonizm var.
Peygamberler şehri Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etme girişimiyle açığa çıkan İslam düşmanlığına karşı dik duran ve zulüm altındaki Müslümanlara sahip çıkan tek ülke olan Türkiye'nin şefkat eli, Suriye'de, Myanmar'da, Arakan'da, Filistin'de yani nerede bir mazlum varsa orada oldu.
Bunun tek bir nedeni var ; o da asırlar boyu İslam'ın bayraktarlığını yapma şerefine nail olan bir ecdadın torunları olmamız... Allah'a şükürler olsun ki bizi bu kutsal göreve layık gördü. Bizler de tarih boyu bu kutsal dava uğruna şehadet şerbetini seve seve içtik. İçmeye de devam edeceğiz. Kimsenin hiç şüphesi olmasın. İşte bu yüzden bizden korkuyorlar, bizi karalıyorlar ve bin bir türlü iftira ve karalama kampanyaları ile bu haklı davamızda bizi zalim, işgalci gibi göstermeye çalışıyorlar. Halbuki davamız da yolumuz da haktır.
MESELE IRKÇILIK DEĞİL
Biz bu harekatı, Türklük- Kürtlük için değil tamamen Allah için yapıyoruz.
Çünkü Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) bize ırkçılık yapmayı "Irkçılığa çağıran bizden değildir; ırkçılık için savaşan bizden değildir; ırkçılık üzere ölen bizden değildir." (Müslim, İmare 53) hadisi ile yasaklıyor. Allah (c.c.), bize vatan savunmasını emrediyor ve hatta bu yolda ölmeyi de şehadet olarak müjdeliyor.
İşte bu yüzden tarihimiz fetihlerle ve zaferlerle dolu.
"OKÇULAR TEPESİNİ UNUTMA"
15 Temmuz 2016'da hain darbe girişimiyle Türkiye'yi kaosa sürükleyip bölmek ve kan gölüne çevirmek isteyen Fetullahçı Terör Örgütü, işte bu kalbi iman dolu nesilden tokat gibi bir cevap aldı.
Başkomutan sıfatıyla milleti meydanlarda demokrasi nöbetine çağıran Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla 26 gün boyunca gözümüze uyku girmedi.
Nöbet yerleri terk edilmedi. Çünkü biz bunun dersini Uhud Savaşı'nda almıştık.
Uhud Savaşı'nın Müslümanlar tarafından kaybedilmesine neden olan Okçular Tepesi'nin terk edilmesiydi. Bunu bize Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) öğretmişti. 15 Temmuz bizim için bir milat oldu. Çanakkale ruhu o gün yeniden şaha kalktı.
YENİDEN DİRİLİŞ
Yıllarca Türkiye'yi tehdit eden terör belasına karşı Çanakkale ruhuyla bugün de Afrin'deyiz. İnşallah yarın da Münbiç'te olacağız. Bütün dünya bizim yeniden dirilişimizi ve oynanan tüm şer planları ve tuzaklarını nasıl bozduğumuzu izleyecek.
Çünkü ne zaman kutsal kitabımız Kur'anı Kerim'e uyup sarıldıysak o zaman yükseldik.
Ne zaman uzaklaşıp unuttuysak o zaman çöküşe geçtik. Kur'an-ı Kerim bulunan odada ayaklarını uzatıp yatamayan Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'den , 1800'lü yılların sonunda "Bu kitabı yok etmedikçe Müslümanlara hükmedemeyiz" diyerek Osmanlı'yı yıkma planı içine giren İngiltere Başbakanı William Ewart Gladstone'ye kadar geçen sürede bugün geldiğimiz nokta, yeniden yükselme vakti geldiğini gösteriyor. Yeter ki biz Müslümanlar manevi değerlerimize bağlı olalım. İslam birliğimizi, iman kardeşliğimizi zedeleyici söylemlerden kaçınalım.