Bu işler manşetten subliminal mesajlar vermeye benzemez
İnsanın hayatta bildiği işi yapması en doğrusu...
Uzmanlık alanına girmeyen konularda ahkam kesmek kadar zararlı bir şey yoktur. Atalarımızın "yarım doktor candan, yarım hoca imandan eder" sözü bundandır. "Tanrı'yı Gören Son İnsan" adlı kitabın yazarı Ertuğrul Özkök bu gruba bile girmiyor. Yani kendisi ne bir din adamı, ne de kendi deyimiyle bir dindar. Ama oturup öyle bir kitap yazmış ki, isminden içeriğine kadar insanların imanını tehlikeye düşürecek cinsten...
Ayşe Arman'ın kendisiyle yaptığı röportajı okudum. Yüce Yaradan ile ilgili sözleri imani açıdan resmen bir tuzak gibi.
Röportaj baştan aşağı tehlikeli sözlerle dolu... Kitabı öve öve bitiremeyen Arman soruyor, Özkök cevaplıyor. Söyleşide fütursuzca verdiği cevaplar cehaletin eseri...
Yani hem yazdığı kitap, hem röportajdaki sözleri tam bir hezeyan...
HADDİNE DÜŞMEZ
Bak Ertuğrul Özkök!.. Sen iyi bir gazeteci olabilirsin ama bu konulara girmek senin haddine düşmez. Kendi kendine "Tanrı nerede doğdu, kaç yaşındadır?" gibi şeytani sorular soracağına önce "Din nedir? Allah nedir? İslam nedir?" bunları öğren."Tanrı kavramı, şu dünyada insanın yarattığı en güzel şey!" sözünle zaten baştan karaya vuruyorsun.
Röportaj sırasında"Allah'a inanıyor musun?" sorusuna bile cevap veremezken, hem dindar bir aileden geldiğini söyleyip hem de "Tanrı'yı sevmek için dindar olmak gerekmez" diyebiliyorsun.
HABERİN YOK MU?
Röportajın en çarpıcı bölümünde ise, kitabında İslam konusuna girmediğini buna gerekçe olarak korktuğunu söyleyerek "İslam henüz Hıristiyan alemindeki gibi bir yüzleşmeye hazır değil" diyorsun. Kusura bakma ama sen hangi yüzleşmeden bahsediyorsun Özkök? Sen değiştirilmiş ve kutsal kitabı yok edilmiş Hristiyanlıkla İslam'ı bir mi tutuyorsun? Şunu unutma ki "Allah katında tek din İslam'dır" (Ali İmran/19). Bu ayetten haberin yok mu?
Ahmet Hakan ile umreye gittiğini soran Ayşe Arman'a "Ben oraya bir mümin olarak değil, gazeteci olarak gittim" sözlerinle de hidayetten ne kadar nasip aldığını gözler önüne seriyorsun Allah sana hidayet versin. İnsan böyle kutsal topraklara gidip bu sözü sarf eder mi? Daha neler neler söylemiş...
Şunu aklından sakın çıkarma... Bu işler öyle bir zamanlar genel yayın yönetmenliği yaptığın gazetede manşetten subliminal mesaj vermeye benzemez...
SAÇMALIĞI BIRAK
Ben sana derim ki; kitapsız ve peygambersiz din saçmalığını bırak. İnsanın vücudundaki tüm organların Allah'ı zikrettiğini ahirette göreceksin. Orada dil günahları inkar edecek ama organlar konuşacak.
Sen mevcudatı şuursuz mu sanırsın hepsi kendi lisan-ı haliyle Allah'ı zikreder.
İnsan her nefesinde bile "Allah" der.
İslam'daki "Allah" inancı ile Hristiyanlık ve paganizmdeki "Tanrı" inancını asla birbirine karıştırma...
Tabi ki bunlar hidayet meselesi. "Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini hidayete (doğruluğa, İslamiyet'e) erdirir." (Tegabün/11) ayetinde buyrulduğu gibi mesele iman etmek. Çünkü insan ancak imanı sayesinde sonsuz saadete ulaşır.
Bırakın iman etmeyi, imani meseleler hakkında bile fütursuzca sözler sarf edenleri ise hemen tövbe etmeye çağırıyorum.
İman etmenin ne kadar büyük bir hazine ve nimet olduğunu idrak etmeleri için de Rahmet Peygamberi Hz. Muhammed'in (s.a.v.) "Allah kendi rızasını kazanmak için 'La ilahe illallah' diyen kimseye Cehennemi haram kıldı." müjdesini iletiyorum...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.