Kainatı sonsuz güzelliklerle donatarak yaratan Allah (c.c.), insanı da bu evrende kendisine halife seçmiştir.
Bu yüzden insan, diğer varlıklardan hem bu nedenleö hem de kendisine bahşedilen akıl nimeti yönüyle üstündür. Yüce kitabımız Kuran'daki birçok ayette de aklımızı kullanmamız emredilir. Aklını kullanan insan, kendisine emanet edilen doğal güzelliklere, çevresine, sağlığına sahip çıkar.
Bunları heba etmez, kirletmez ve gelecek nesilleri düşünerek yaşamaya ve yaşatmaya çalışır. Burada birey bazında her insana görev düşerken, kurumsal anlamda da yerel ve merkezi yönetime büyük sorumluluk düşüyor. Tüketim toplumu olmanın ve çevreyi kirleterek yok etmenin sonunda bizleri nasıl bir felaketin beklediğini belki şimdi göremiyor veya idrak edemiyor olabiliriz. Ancak doğanın sınırlı kaynakları elbette bir gün bitecektir. Belki de o günleri bizim neslimiz göremeyecek ama insanlık, aklını başına toplamazsa bu duyarsızlığının bedelini ağır bir şekilde ödeyebilir.
DOĞAYI KİRLETME
Evet malum yaz sezonuna geldik... Üç tarafı denizlerle çevrili olan güzel ülkemizin sahilleri yine dolup taşacak. Vatandaşların büyük bir çoğunluğu yine turistik yerlere akın edecek. Tabi ki dinlenmek, eğlenmek, bir yılın yorgunluğunu atmak için tatile çıkmak her insanın ihtiyacı. Ancak tatil demek har vurup harman savurmak, çevreyi kirletmek, çöp atıklarını sağa sola, dağa denize nehire atmak değildir. Doğal güzelliklerimize akın ederken bu yerleri nasıl bulduysak yine öyle şekilde temiz ve düzenli bir şekilde bırakmalıyız. Tatil sezonu bittiğinde denizlerin çöplüğe dönmesi çok üzücü bir durum... Yine aynı şekilde piknik yerlerinde atılan plastiklerin doğada yok olmadığını yani toprağa karışmadığını artık hepimiz biliyoruz.
BİLİNÇLİ OLMALIYIZ
Müslüman öyle bilinçli olmalı ki yolda yürürken gördüğü küçük bir taşı bile kimsenin ayağına takılmaması veya bir aracın tekerleğine takılarak fırlayıp bir kaza yaşanmaması için hemen kenara kaldırır. Peygamber Efendimiz Hz.
Muhammed'in (s.a.v.) ifadesiyle 'kıyamet bile kopsa elindeki fidanı dikecek' kadar bilinçli olmalı. Bize emanet edilen evrende ekolojik dengeyi bozmamak için azami gayret göstermeliyiz. Öncelikle bireysel olarak kendi yapabileceklerimizi aktardıktan sonra devlet olarak da gerekenlerin yapıldığına inancım tam.
Bu konuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Sıfır Atık Mavi Projesi çok başarılı bir proje. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayesinde başlayan bu projeyle çevre kirliliğinin önüne geçilebilmesi amaçlanıyor. Kim bu dünyayı insanların sağlıklı bir çevrede yaşaması için mamur ediyor ve güzelliklerine sahip çıkıyorsa Allah razı olsun. Gerçekten de insanlığın geleceği adına içinde yaşadığımız bu dünyadan başka bir gezegende 'hayat var mı yok mu?' bunu henüz bilemiyoruz.
Ancak dünyanın kaynaklarının da sınırlı olduğunu ve hatta su savaşlarının bile gündeme geldiği günümüzde insanlık kendi bindiği dalı kesmemeli. Hatta son yapılan araştırmalarda da Türkiye'de her 4 kişiden birinin aşırı su tüketimine karşı herhangi bir önlem almadığı ve su israfına duyarsız olduğu görüldü. Bu da gerçekten vahim bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Elbette kıyamet bir gün kopacak. Ama İsrafil (a.s.) sura üfleyene kadar nasıl bir dünyada yaşacağız? Dünyayı kendimize cehennem yapmanın bize bir faydası yoktur. Çevre bilinci taşımak hepimizin hem insani, hem islami, hem de vatani görevi olmalıdır.