• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Dünyadan nasibini unutma TOLGA TEKİN

Dünyadan nasibini unutma

tolga.tekin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 09 Ocak 2020, 18:56

Din bir yaşama sevincidir. Yani yaşama sevinci taşıması için bir insanın dünyada yaşamaktan lezzet alması lazım. Ama bize son 300 yıldır bilinçli olarak din adı altında dünyanın faniliği, murdarlığı ve geçiciliği telkin edildi. Böyle olunca Müslüman dünyaya değer vermemeye başladı. Gelinen noktada İslam aleminin hali ortada... Psikolojik olarak biz yanlış eğitilmenin ve yönlendirilmenin etkisiyle dünya ile bağımızı koparmaya ya da kopartılmaya çalışıldık. Halbuki durum hiçte bize telkin edildiği gibi değil. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "hiç ölmeyecekmiş gibi çalışınız" buyuruyor. Peki dünyayı sevmeyen ve ona karşı derin nefret içinde olan bir insan nasıl ölmeyecekmiş gibi çalışacak. Çalışmak için bir işi sevmek ve zevk almak lazım. Yani bir insan sevmediği bir işi nasıl yapabilir? Müslümana sürekli dünya için çalışmayı kötülersen tabii ki çalışmaz. Bugün İslam aleminin bu durumda olmasının yegane sebebi bu.

BİR OYUN VE ALDATMACA
Küresel güçler Müslümanlara bir oyun oynadı. Onları dünyadan uzaklaştırmaları gerekiyordu. Böyle olunca Müslümanlar da telkin edildiği gibi kendilerini felakete sürükleyecek bir dünya sevgisinden uzak durmaya ve hatta bağını koparmaya çalıştılar. Çünkü dünyaya meyletmek günah olarak görülüyordu. "Eğer dünyaya meyletmek günahsa o zaman neden mücadele edeyim" diye düşünen Müslüman elini ayağını çekince meydan kötülere kaldı. Buradaki ince çizgiyi çok iyi idrak edip ayrım yapmak lazım. Kalbin dünyevi heveslere bağlanmasından bahsetmiyorum. Yani Allah rızası içinse ve kendisi için taksim edilen nasibini almak çalışmak bir ibadettir. İşte bunun en büyük delili Allah kelamıdır ki bir ayette şöyle buyruluyor. "Allah'ın sana verdiğinden ahiret yurdunu kazanmaya bak ve dünyadan nasibini unutma! Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de insanlara ihsanda bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma! Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez." (Kasas/77)

SEVGİ HER ŞEYİN BAŞIDIR
Yani dünyamız Müslümanın her iki hayatı için bulunmaz bir fırsattır. Bu ayette buyrulduğu gibi olmasaydı ağaçlar her mevsim meyve verir miydi? Kainatta sürekli insana birbirinden lezzetli yiyecek ve içecekler sunulur muydu? Biz Müslümanların artık üzerimize serpilen ölü toprağını atarak canlanma gözümüzü açma zamanı geldi. Sırf Müslümanlar uyanmasın gözünü açmasın diye inandırılan bu yalanlara artık gerçekten karnımız tok. Bu dünyada bizim de bir nasibimiz var diyerek bir Müslümana ve insanlık onuruna yakışır bir şekilde çalışıp gayret etmek, bizden sonraki nesillere güzel bir dünya bırakmak için çok ama çok çalışmalıyız. Evet çok çalışmak için sevmek lazım. Sevgi her şeyin başıdır. İnsan nefret ettiği bir şeyi yapabilir mi? Eğer insan dünyadan nefret ediyorsa o insanın yaşama sevinci de yok demektir. Bu nedenle her şeyden önce Yunus Emre'nin dediği gibi yaratılanı sev yaratandan ötürü sözünde olduğu gibi her şeye severek güzel bakmalıyız. Bir şeye güzel baktığın zaman güzel görürsün. Bu güzel döngü bizlerin hayattan lezzet almasını sağlar.

PEYGAMBERİMİZ NE YAPARDI?
En çok Pazartesi ve Perşembeleri oruç tutardı. Neden böyle yaptığı sorulduğunda da şu cevabı verirdi: "Ameller her pazartesi ve perşembe Allah'a ( c.c.) sunulur. Oruçlu iken amelimin Allah'a (c.c.) arz olunmasını severim. Cumartesi ve pazar günleri de umumiyetle oruç tutardı. ve şöyle derdi: " Bu iki gün müşriklerin bayram günleridir. Onlara muhalif olmaktan hoşlanırım."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.