• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin TOLGA TEKİN

Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin

tolga.tekin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19 Aralık 2019, 23:40

Bir Müslüman için en büyük kayıp, Allah'ın rahmetinden ümit kesmektir. Ümidini yitirmiş bir insanın, ne kendisine ne de topluma bir faydası olur. Bir insan ne kadar günahkar olursa olsun, yaşadığı sürece Allah'ın rahmetinden ümit kesmemelidir.
Çünkü tövbe kapısı son nefesini verene kadar açıktır. Ama nasıl olsa 'Allah benim günahlarımı affeder' deyip yanlış yolda ısrar etmek de doğru değildir.
İnsan, yaradılışı gereği fıtratındaki birtakım özellikleri, Kuran ve Sünnet ışığında terbiye etmediği zaman, birçok günah işleyebilmekte, bu da kendisini ilahi rahmet ve inayet kapısından uzaklaştırmaktadır. Çünkü, Allah ve Resulünün emir ve yasaklarına uymayan her bir fiil suçtur ve günahtır. İşlenen günahlara tevbe etmeyip günahta ısrar etmek ise ayrı bir günahtır.

TEK ŞART TEVBE ETMEK
Rabbimizin "İyilikler kötülükleri giderir.
Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür" ilahi emriyle hataları telafi etme imkanına rağmen, bazen insan ümitsizliğe düşmekte, kurtuluşu ise bataklıkta daha da fazla çırpınmakta aramaktadır. Bu şekilde dipsizlik deryasının sonunu arayanlar, emellerine ulaşamadan göçüp gitmektedirler.
Halbuki mü'min bilir ki, suç ve günahlardan, manevi kirlerden kurtulmanın ve temizlenmenin tek çaresi bir daha dönmemek şartıyla tevbe etmektir.
Bir mü'minin, yapmış olduğu günahların çokluğuna bakarak, "Allah beni affetmez, nasıl olsa benim yerim cehennemdir" diyerek günaha davam edip Allah'tan ümit kesmesi asla caiz değildir. Nitekim Rabbimiz, bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: "De ki: Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir." (Zümer 53)

İYİLİĞE 10 KAT SEVAP
Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz'in (s.a.s) bildirdiğine göre, Allah (c.c) bu konuda kapıları sonuna kadar açmış ve şöyle buyurmuştur: "Bir iyilik işleyene on kat sevap verilir veya daha da fazla artırılır. Kim bir kötülük işlerse onun karşılığı kendisi kadardır. Ya da bunu bağışlarım. Bana bir karış yaklaşana ben bir arşın yaklaşırım, bir arşın yaklaşana ben bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelene ben koşarak giderim.
Bana şirk koşmayıp, yeryüzünü dolduracak kadar günahla huzuruma gelirse, ben de o kadar mağfiretle, bağışla onu karşılarım." (Müslim, Kitabu'z Zikr, 2687)

YANLIŞ YAKLAŞIM
Dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da, çok yanlış bir yaklaşımla, "Allah büyüktür, O'nun rahmeti boldur, nasıl olsa affeder..." gibi sözler söyleyerek bazı insanların kendilerini teselli etmeye çalışmalarıdır.
Cenab-ı Allah'ın rahmeti bol olduğu gibi gazabı da şiddetlidir. Mü'min bu noktada tıpkı Hz. Ömer (r.a.) gibi düşünmeli ve "dünyada tek bir kişinin cennete konulacağını duysa, acaba o ben miyim, diye ümitlenmeli; yine dünyada tek bir kişinin cehenneme konulacağını duysa, yine acaba o ben miyim, diye de korkmalıdır. Yani mü'min "korku ile ümit arasında" yaşayan kişidir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.