Allah'ın izni ve keremiyle bin yıldır İslam'ın sancaktarlığını yapan bu millet, yüz yıl önce bu göreve karşı lakaytlık içine girince tökezledi. Yani biz ne zaman İslam'a hizmet edip bu dinin emir ve yasaklarına uyduysak o zaman yükselişe geçtik. Ne zaman da dinden uzaklaştıysak zillet ve başarısızlık içine girdik. Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılmasıyla birlikte her şeyimizi kaybettik. Artık ölü toprağından kurtulma zamanı. Yüz yıllık fetret döneminin sonundayız. Bu milletin yeniden şahlanma dönemine girdiğine dair işaretler alıyoruz.
Ayasofya'nın ibadete açılması bunun en açık göstergesidir. Şimdi Türkiye, gerek doğu akdenizde, gerek ortadoğuda, gerekse küresel çaptaki birçok arenada kendisini dünya ülkelerine kabul ettirip "masada ben de varım" diyebiliyor. Çünkü, İslami uyanış artıyor. Bu bilinçle Türkiye'nin, Allah'ın izniyle dünya lideri olacağına inanıyorum.
MÜLKÜN SAHİBİ ALLAH
Bu konuda Araştırmacı-Yazar Mehmet Ali Bulut'un fikirlerini nakledeceğim. Meselenin özünü asr-ı saadetten örneklerle anlatan Bulut, Akdeniz'deki olaylarla ilgili şunları ifade ediyor:
Allah, mülkü dilediğine verir ve dilediğinden alır. Nitekim yüz sene önce her şeyimizi kaybettiğimizde kim bize yardım edebildi ki? O gün mukadderat mülkü bizden alanlardan yana idi. O çağda tedip edilmesi gereken bizlerdik. Çünkü toplum ekseriyetinde İslam'a hıyanet derecesinde bir lakaytlık hâkimdi. Şimdi devran değişti ve rüzgâr bu kez bizden yana esiyor. Tabi işler öyle ha deyince olmaz. Peygamberimiz (s.a.v.) vahiy ile hareket ettiği halde 23 yılda davasını tahakkuk ettirip düşmanlarını alt etti. Bedir Savaşı'nda Müslümanlar 300 kişi, müşrik ordusu 1000'in üzerinde idi.
Mekkeliler savaşa hazırlanırken yabancı bir adam gelip Meclis'e dahil olmuş ve son derece parlak önerilerde bulunmuştu. Onun İblis olduğunu bilmiyorlardı. Onları Müslümanlara karşı teşvik ediyor, "Bugün sizin gününüzdür, bir avuç insanlar zaten, onları yok eder ve kurtulursunuz." gibi güvendirici sözler söylüyordu. Müslümanların nasıl yok edileceğini görmek için müşriklerle Bedir'e kadar gelmişti. Daha önce hep yanıldığı gibi yine yanılmıştı.
Çünkü Allah bin melek ile Resulüne imdat etmişti. İblis, muharebe yerindeki Müslümanların safındaki melek ordusunu görünce müşrikleri terk etti. Savaş meydanına sürüklediklerine de "Siz bugün mağluplardan olacaksınız!" dedi. Aslında müşrik ordusu çok kalabalıktı ve Müslümanlarla kıyaslanmayacak kadar imkana sahipti.
Zahirde o gün Müslümanların şansı yoktu!
Kur'an'da Cenab-ı Hak, böyle şartlar için müminleri şöyle uyarır: "Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allah'a tevekkül etsinler, ona güvensinler!" (Al-i İmran, 160
MUKADDERAT DEĞİŞTİ
İşte bundan 1 asır önce mağlubiyet bizden yana, galibiyet onlardan yana idi. Ama bugün mukadderat değişti. Yüreğinde iman taşıyanlar merak etmesin. Rablarına güvensinler.
Bedir'de, Hendek'te, Malazgirt'te, Çanakkale'de İstiklal Harbi'nde, hatta Kıbrıs Harekatı'nda, Allah hayra hizmet eden bu milleti desteksiz bırakmadı. Bugün de o desteğin devam ettiğini gördük. Yoksa hangi azim, şu kadar dünya devlerini karşısına alıp Ayasofya'yı açabilirdi ki... Emin olun ve inanın ki Ayasofya'nın açılması bu millete en ez iki ordu gücü katmıştır. Kalbinde maraz olanlar ve Ehli Kitab kâfirlerinin içimizdeki 'zandaş'ları korkabilir. Çok uzak olmayan bir zamanda Allah onların kalpleri arasında var ettiği husumeti devreye sokacak ve bize karşı ittifak edenlerin birbirilerine düştüğünü göreceksiniz. Görülüyor ki Türkiye'nin, Akdeniz'de göz göre göre gasp edilmek istenen haklarını yedirmemek için harekete geçmesi, bütün İslam ve Türk karşıtlarını iş birliğine sevk etmiş. Zararı yok. Zaten onlar kitleler halinde birlik olmadan, Müslüman Türk ile baş edemezler. Edemeyecekler de!..
Çünkü Allah'ın lütfu yine bizimle!