Ameller niyetlere göredir
Dünya hayatı, ahiretin tarlasıdır.
İnsan bu dünyada ne tohum ekerse ahirette de onu biçer. Bu tohum, niyettir. Eğer niyetler hayır ise akıbetler de hayır olur. Niyetimiz sadece Allah rızası olursa hayatımız ibadete dönüşür ve her yaptığımız hayırlı işten sevap kazanırız. Ama niyetler, Allah rızasını kazanmak değil de sadece dünyevi menfaatler etrafında dönüp durursa işte o zaman bunun gerçek anlamda bir faydasını göremeyiz. Bu niyet meselesini asr-ı saadet döneminde bir örnekle daha iyi anlayabiliriz. Hz. Peygamber (s.a.s.) Mekke'de, Kureyşlileri putlara tapmaktan vazgeçirip Allah'ın birliğini kabul etmeye çağırmıştı. Fakat Kureyş'in ileri gelenleri, onu küçümsemiş ve ona hakaret ederek karşılık vermişlerdi. İslâmiyet'in yayılmasıyla müşriklerin Müslümanlara karşı tavrı da sertleşmiş, işkenceye dönüşmüştü.
Bu ortamda İslâm'ı tebliğ edemeyeceğini anlayan Resûlullah (s.a.s.), davetini Mekke dışına taşımayı düşündü. Hicret emri üzerine Müslümanlar her şeylerini bırakarak önce Habeşistan'a sonra da Medine'ye hicret ettiler.
ÜMMÜ KAYS'IN MUHACİRİ
Hicret edenler arasında tamamen farklı bir amaç için Medine'ye gelen biri vardı.
Onun Medine'ye geliş gayesi âşık olduğu Ümmü Kays diye bilinen bir kadınla evlenebilmekti.
Zira âşık olduğu kadın Müslüman bir hanımdı ve diğer sahâbîlerle birlikte Hz. Peygamber'in çağrısı üzerine hicret etmiş; Mekke'de evlenme teklifini kabul etmemişti. Bunun üzerine Hz.
Peygamber (s.a.s.), "Ameller niyetlere göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır. Kim Allah ve Resûlü için hicret ederse, hicreti Allah ve Resûlü'nedir. Kim de erişeceği bir dünyalık veya evleneceği bir kadından dolayı hicret ederse hicreti, hicretine sebep olan şeyedir" buyurdu.
Hatta bazıları o kişiye "Ümmü Kays'ın Muhaciri" diye seslenirlerdi. Diğer sahabiler Allah rızasını kazanmak ve İslam dinini yaymak için Medine'ye hicret ederken büyük sevap kazanırlarken hadiste bahsedilen kişinin aynı sevabı kazanıp kazanmayacağını Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) biraz önce okuduğunuz hadiste buyurmuştur.
ALLAH NİYETİMİZE BAKAR
Yani namaz kılarken bile niyet etmezsek o ibadet kabul olmuyor. Niyet namazın farzlarından biridir. Eğer ibadet öncesinde niyet yoksa sevabı da yoktur.
Sadece namaz, oruç ve hac değil tüm ibadetlerimizde hatta yaşantımızın her anında niyet şarttır. Çünkü Allah (c.c.) her anımızda kalbimizdeki niyetlerimize bakıyor. Eğer bir işi Allah rızası için yapıyorsak o işten Allah katında kazanacağımız mükafat kat kat fazladır. Ama sadece geçici dünyalık bir menfaat için yapıyorsak o zaman hiçbir faydası olmaz. Allah katında bir değeri de yoktur. İslam'ın temel esaslarından biri olan niyeti, hayatımızın her anına yayarsak Allah'ın rızasını kazanmış sevilen kullar arasına gireceğimiz bu hadis ile müjdelenmiştir. Her işimizden iyi bir sonuç almak istiyorsak işe Allah rızası için yola koyulmak gerekir.
Yapılan her işte niyetimiz hayır olursa inşallah akıbetimiz de hayır olur.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.