İslamiyet, tüm zamanların dini
Alemlerin Rabbi olan Allah'a (c.c.) sonsuz hamd olsun ki bizleri İslam gibi yüce bir din ile şereflendirdi.
İslam, bugüne kadar gelen tüm semavi dinlerin genel adıdır. Ali İmran Süresi 19. ayetinde de buyurulduğu gibi 'Kuşkusuz, Allah katında din İslam'dır" İslam, hem kutsal kitaplardaki emir ve yasakları içerir, hem de kainatta meydana gelen tüm evrenin kurallarını kapsamaktadır. Hiçbir şey Allah'ın izni ve bilgisi olmadan meydana gelmez. Nasıl ki güneş ve ay, her gün Allah'ın emrine boyun eğip kendilerine tayin edilen yörüngede akıp giderek gece ve gündüz birbiri ardına sürekli meydana getiriyorsa aynı şekilde mevsimler de devamlı belli bir düzen içinde oluşuyor. Kainattaki tüm canlı ve cansız varlıklar da isteseler de istemeseler de bu sisteme boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Akıl ve iman sahibi olan insan şöyle bir kendine bile baksa Allah'ın sonsuz mucizelerine şahit olacaktır. Yani nefsini yani kendi bilen Rabbini bilir. Şehadet getirmek de "şahit" olmaktan gelir. Yani "Ben şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur" diyen kimse Müslüman olarak Allah'a has olan İslam dinine girmiş olur.
İMAN VE KÜFÜR
Elbette yeryüzünde iman sahipleri ile iman etmeyen kafir ve müşrikler arasında da çok büyük farklar vardır. Gerçek imana ermiş olanlar yücelerin yücesine çıkarken, iman etmeyip Allah'ı inkar eden ve şirk koşanların ise "hayvandan daha aşağı" olduğu" Araf 179'daki "Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir." ayetiyle bildirilmiştir.
O halde yeryüzünde Allah'ın halifesi olan müminler, kendilerine lütfedilen iman nimetinin kıymetini çok iyi bilmeli ve gözleri olup görmeyenler, kulakları olup işitmeyenler gibi olmadıkları için gece gündüz şükür etmelidir.
ASANSÖR VE KUM TEPELERİ
Evet İslam dini Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ile tamamlanmıştır.
Artık bizlere düşen bu dini tam manasıyla idrak edip yaşamaktır. Bu konuda Yüce Rabbimiz "Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak İslâmiyet'i beğendim. (Maide Suresi 3. ayet) buyurmuştur. İslam'ın tüm çağlara hitap eden bir din olduğunu geçenlere hasbihal ettiğimiz Hüseyin Şanlı hocamız ne güzel ifade etti. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) ashabıyla birlikte kum tepelerine çıkarken "Allahü Ekber", kum tepelerinden inerken ise "Subhanallah" demelerini tavsiye edermiş. Bugün de bina yığınları arasında yaşadığımız için kum tepeleriyle karşılaşmamız imkansız olduğundan bu sünnet-i seniyyeyi asansöre binerken veya merdivenleri kullanırken yerine getirebiliriz. Yani yukarı doğru çıkarken "Allahü Ekber", aşağı inerken "Subhanallah" diyerek aynı sevabı alabiliriz.
Akıl sahibi her Müslüman bilmelidir ki İslam dini, her zamana ve mekana hitap eden evrensel bir dindir. İslam dininde, insanın her derdi için bir deva, her hastalığı için bir reçete mevcuttur. Yeter ki görmesini, işitmesini bilelim.
Görmeyen nasipsiz gafillere ise söylenecek sözü zaten Yüce Rabbimiz Araf 179'da bildirmiş. Rabbim bizleri hakiki imana ulaşan salih ve sadık kullarının zümresine ilhak eylesin.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.