Peygambersiz dini savunan "Deizm" tehlikesi, İslam'a yönelik saldırılara devam ederken bir yandan da kendini Müslüman olarak tanımlayan bazı ilahiyatçı akademisyenler de adeta bu saldırıya çanak tutuyor.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) Cebrail (a.s.) ile yaptığı konuşmadan nakledilen ve de "Cibril Hadis" olarak bilinen imanın 6 şartından biri olan "Peygamberlere İman" Amentü esaslarından biridir. Kuran ayetlerinde de defalarca "Allah ve Resulü'ne itaat edin" şeklinde emirler bulunmaktadır.
Hal böyleyken, Peygamberimiz Hz.Muhammed'e (s.a.v.) saygısızlık yapıp itibarsızlaştırma girişiminde bulunanlara nasıl İslam alimi denilebilir ki?!... Bu şeref yoksunu kişilerin sözlerini tekrar dile getirmek onların bu saygısızlığına destek olacağından bunları paylaşmadan düşüncelerimi sizlere aktaracağım.
DİNİN SAHİBİ ALLAH'TIR
Kitabımız Kuran-ı Kerim'den sonra Kütüb-ü Site ve Riyazus Salihin gibi en sağlam kaynaklarda yer alan hadis-i şeriflere bile "uydurma olabilir" diyerek Müslümanların zihnini bulandıran bazı kendini bilmez kişiler, toplumu zehirlemeye devam ediyor. 1400 yıldır bu hadis- i şeriflerle amel eden İslam alimlerine mezhep imamlarına ve Müslümanlara dil uzatmak ile kalmayan bu sözde alimler, Peygamberimiz Hz. Muhammed'e de çok büyük saygısızlık yapıyorlar.
Halbuki Kuran-ı Kerim'deki ayetler gayet açık ve net olduğu gibi Siyer-i Nebi diye adlandırılan Allah Resulü'nün mübarek hayatı da tüm detaylarıyla Asha-ı Kiram, Tabiin ve Tebe-i Tabiin tarafından nakledilip günümüze kadar aktarılmıştır.
Biz Müslümanlar, Kuran ayetleri ışığında hayatımıza yön verirken elbette Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'i örnek alacağız. Ayrıca Kuranı Kerim'in en büyük mucizelerinden biri de hiçbir tahrifata uğramadan taa ki kıyamet gününe kadar ayetlerinin hüküm sürmesidir.
Bu müjdeyi bize bu dinin sahibi olan Allah (c.c.) "Şüphesiz Kuran'ı biz indirdik. Elbette onu yine biz koruyacağız" (Hicr/9) ayetiyle bildirmiştir.
NEREDEN NEREYE...
Şöyle bir düşündüğümüzde, 300 yıl boyunca süren saldırılar sonucunda, nereden nereye geldiğimizi görmek mümkündür.
Ecdadımızın Hazret-i Peygamber'e, onun ailesine ve ashabına olan hürmeti hepimiz tarafından bilinmektedir. Bunun sayısız örneklerinden biri olan Sultan Abdülhamid Han'ın Medine tren yolunu yaptırırken gösterdiği hassasiyet Peygamber sevgisinin en güzel örneklerinden olmuştur. Sultan Abdülhamid Han, Medine İstasyonu'nu Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in ruhaniyetini rahatsız etmemek düşüncesiyle Kubbe-i Hadra'dan yaklaşık 2 kilometre uzağa yaptırmış ve yine Medine içerisindeki bütün raylara vagonlar geçtikçe gürültü çıkarmamaları için keçe ile kaplatmıştır. Bu raylar günün belli saatlerinde de gül suyu ile yıkanmıştır. Ecdadımız bırakın en ufak bir saygısızlığı, Peygamberimize olan muhabbet ve sevginin en güzel örneklerini göstermişlerdir.
Zaten bu yüzden necip milletimiz, asırlar boyunca İslam'ın sancaktarlığını yapmış ve halen de yapmaya devam etmektedir. İşte bu sevgi ve muhabbet, 6 asır boyunca Osmanlı Devleti'ni 3 kıta ve 7 denize hakim kılmıştır. Bizler de bu ruh ve heyecanla bu saygısızlıklara, bu düzenbazlara asla prim vermeden Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a..v) ve onun yolundan gidenlerle birlikte İslam sancağını gökyüzünde dalgalandırmaya inşallah devam edeceğiz.