Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları artmaya başladı.
Her zaman olduğu gibi bu kavurucu sıcaklarda da sokaklarda yaşayan hayvanları unutmamak lazım. Onlar için ev ve işyerlerimizin önüne bir kap su bırakmak çok zor değil. Müslümanlara hayatlarıyla ilgili rehber olan İslam dini, hayvanlara sevgi ve merhamet göstermemize büyük önem vermektedir. Her konuda olduğu gibi hayvan sevgisinde de bizlere en güzel örnek olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) onlara gösterilen şefkat ve merhametin veya merhametsizliğin insan için ebedi mutluluk veya hüsran vasıtası olabileceğini dile getirerek "Bir kadın, ölünceye kadar hapsettiği bir kedi yüzünden azâba uğradı ve bu sebeple cehenneme girdi. Hayvanı hapsettiğinde ona bir şey yedirmemiş, içirmemiş, yerdeki haşereleri yemesine bile izin ve imkân vermemişti" buyurmuştur.
SEVGİ İSLAM'IN ÖZÜDÜR
Sevgi, İslam'ın özü, varoluşun sebebidir.
Kainattaki her şey sevgiden doğmuş, sevgiyle var olmuştur. Dinin merkezinde de insan sevgisi vardır. Yunus Emre'nin veciz ifadesiyle "yaratılanı yaratandan dolayı sevmek" bu duyguyu en güzel şekilde dile getirmektedir. İslam'ın sevgisi, insanlarla sınırlı değildir. Allah'ın canlı varlıklar arasında insanlara en yakın olarak yarattığı hayvanları, hatta canlı olan her şeyi Allah için sevip değer vermek, İslam'ın getirdiği prensiplerdendir. Bu sebeple bir karıncayı incitmek bile günah sayılmıştır.
Hayvan sevgisiyle ilgili bir ayette Allah (c.c.) "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Hepsi toplanıp Rablerinin huzuruna getirileceklerdir" (Enam/38) buyurarak hayvanlara nasıl bakmamız gerektiğini öğretmiştir.
Hayvanlar, insanlar gibi bir topluluk olarak vasıflandırılırken, fil, örümcek, karınca ve arı gibi bazı surelere hayvan isimlerinin verilmesi dinimizin hayvanlara verdiği önemin göstergesidir.
BATIYA DA ÖRNEK OLDUK
Vicdan sahibi herkes insan sevgisinin yanı sıra hayvanları da sevmelidir. Hayvana değer vermeyen bir topluluk, insan ve tabiat sevgisinden de yoksun kalır.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in hayvanların korunmasını, onlara eziyet edilmemesini, temizlik ve bakımlarının yapılmasını, yaratılışlarına uygun işlerde kullanılmasını, fazla yük yüklenmemesini ve avlanılmamasını tavsiye ettiği hadisler yaşamımızın tek gerçek kaynağı olmalı ve her Müslüman toplum, hayvanları ve onların refahını koruma yükümlülüğünü kendine görev edinmelidir.
Osmanlı döneminde de atalarımızın hayvan sevgisi batılıları bile şaşırtacak düzeydeydi. Türkiye'de hayvanseverleri bir araya getiren ilk resmi dernek İstanbul'da 1912 yılında "Himaye-i Hayvanat Cemiyeti" adı ile kurulurken Osmanlı döneminde de hayvanlarla ilgili yapılan birçok faaliyetler Batı'ya örnek olmuştu.
HESABI SORULACAK
Hz. Muhammed (s.a.v.), bir gün bir keçiyi hedef alarak ok atmakta olan bir kalabalığa rastladı. Bu eylemlerinden son derece rahatsız olan Hz. Muhammed "Hayvanlara eziyet vermeyin" buyurarak bu hareketi yasakladı. Hz. Muhammed (s.a.v.) fazla yükten dolayı kalkamayan bir deve görünce "Allah bu dilsizler (develer) hakkında hayırlı olmanızı tavsiye etmektedir, onlara güçleri ölçüsünde yük vurun" buyurdu. Bu hadislerden anlaşılmaktadır ki hayvanların yaşamına boş yere son verenler ve işkence edenlerden mahşerde hesap sorulacaktır.