En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir

Bildiğiniz gibi okullar kapandı yaz tatili geldi. Okulların da kapanmasıyla birlikte herkes ailesiyle birlikte tatil planları yapmaya başladı. Elbette eğitimöğretim sezonu boyunca sınav ve ders maratonundan dolayı yorulan çocuklarımızın tatil ve dinlenmek en büyük hakkı.
Ancak bu 3 aylık süreçte tatil yaparken aynı zamanda bizlerin dünya ve ahiret saadetine vesile olan kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i çocuklarımıza öğretmeyi de ihmal etmemek lazım. Geçen Cuma günü hocalarımız, camilerden yaz Kur'an kurslarının başladığını duyurarak çocukların kurslara gönderilmesi yönünde çağrıda bulundu. Bu güzel çağrıya kulak vermek lazım. Çünkü evladının Kur'an öğrenmesi için camilerdeki yaz kurslarına göndermenin ne kadar önemli olduğunu bizlere ayet ve hadisler anlatıyor.
Allah Resulü (s.a.v) bir hadislerinde:
"Sizin en hayırlınız, Kur'an-ı öğrenen ve öğretendir" (Tirmizi,15) buyuruyor. Onun için Kur'an okumayı öğrenmeden ne kendimiz ne de çocuklarımız ahirete gitmemeli.
Allah bize soracak, kulum her şeyi öğrendin de Kur'an-ı neden öğrenmedin dediğin de ne cevap vereceğimizi düşünmemiz gerekiyor. Amel defterimize güzel şeyler yazılabilmesi için kitabımız Kur'an-ı öğrenmeliyiz. Biz Kur'an-ı öğrenmeye, anlamaya ve yaşamaya muhtacız.

KUR'AN MUCİZESİ
Dünyada ve ahirette kurtuluşumuz Kur'an-ı öğrenmekten ve öğretmekten geçer.
Allah tarafından bizlere ilahi mesajlarla dopdolu olarak gönderilen Kur'anı Kerimi okumak, anlamak ve hayatımıza geçirmek.
Sonra Kur'an-ı bütün insanlığa duyurmaya çalışmaktır. Yeryüzündeki bütün insanların Kur'an'a ihtiyacı var. Maddi ve manevi imkânlarımızı kullanarak Kur'an-ı bütün insanlığa duyurmaya çalışmalıyız. Rabbimizin bütün insanlığa hitabı ve kelamı olan Kur'an, Arapça olarak indirilmiştir.
Onun için de bizim Kur'an-ı Kerim'i Arapça okunuşuyla öğrenmemiz birilerinin şeytana hizmet eden düşüncelerinin tam aksine çok önemlidir. Buna Kur'an'da şu ayetle işaret edilir. "İşte böylece biz onu Arapça bir Kuran olarak indirdik..." (Taha suresi, 113. ayet.) Kur'an'da olan mucizevî tatlılık, güzellik, etkileyicilik ancak Arapça okurken hissedilebilir ve okumakla anlaşılabilir.
Ayrıca günümüzde bile Kur'an-ı Kerim'i Arapça olarak dinleyerek ve ondaki belagat seviyesini duyup Müslüman olan birçok kimse vardır. Bu da Kur'an-ı Kerim'in mucizelerinden biridir. Bütün insanlar toplansalar Allah'ın sözü kadar mükemmel bir söz söyleyemezler. Kur'an buna şu ayetle işaret eder: "...Andolsun insanlar ve cinler bu Kuran'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler." (İsra suresi, 88. ayet.)

1 HARFİNE 10 SEVAP
Kur'an'ı Arapça okuyan kişi doğrudan doğruya Allah'ın sözünü dinlemiş ve Allah (c.c.) ile muhatap olmuş demektir. Bu şerefli muhataplığı kazanabilmek için Kur'an okumayı Arapça olarak öğrenmek gerekir.
Yoksa Taha Süresi'ndeki "İşte, sakınsınlar yahut hatırlamalarını sağlasın diye onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda uyarılarımıza tekrar tekrar yer verdik" şeklindeki 113. ayet inmezdi. Yüce Rabbimiz, bu şekilde takdir ettiyse bize düşen de iman edip tasdik etmekten başka bir şey değildir.
Ancak bu şekilde Kur'an öğrenmenin büyük faziletine işaret ermiş oluruz. Elbette sadece Kur'an okumayı öğrenmek değil hayatımızda da bu emir ve yasakları uygulamamız çok önemlidir. Peygamberimiz'in Kur'an okumanın fazilet ve değerine işaret eden pek çok hadisleri vardır. Onlardan bir kısmı şöyledir: "Kullar Allah'a ondan nâzil olan şu Kur'an'la yaklaştıkları gibi hiçbir şeyle yaklaşamazlar" (Tirmizi)Kur'an'ı okuyunuz Muhakkak ki o, kıyamet günü dostlarına şefaat edici olarak gelecektir." (Müslim) "Kur'an'ın acaiblikleri, hârikaları tükenmez.
Çok okumakla eskimez. Onu okuyunuz.
Çünkü Allah, onu okumanın her bir harfine karşılık (en az) on sevap verir." (Hakim).
Öyleyse hiç vakit kaybeden çocuklarımızı camilerdeki Kur'an kurslarına gönderip bu faziletten faydalanma fırsatını kaçırmayalım.