Yürek sızlatan Kerbela olayı
Muharrem ayı, sadece aşure geleneğiyle değil her Müslümanın yüreğini sızlatan ve Hz. Hüseyin'in şehadeti ile sona eren Kerbela olayını da bize hatırlatır.
Hz. Hüseyin, Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) çok sevdiği, "Dünyanın iki çiçeği" ve "Cennet çocuklarının efendileri" diyerek övdüğü iki torunundan birisidir. Ehli beyti seven tüm inananları derinden üzen siyasi ihtiraslar uğruna Hz. Hüseyin'in acımasızca şehit edildiği Kerbela olayı, aslında fitne ve ayrımcılığın bir millete nelere mal olduğunu görmek açısından çok önemlidir. Aynı acıları yeniden yaşamamak ve tarihten ders almak açısından Kerbela olayının nasıl meydana geldiğini paylaşmak istiyorum. Hz. Ali (r.a.) Hicri 40 yılının Ramazan ayında maruz kaldığı saldırı sonucunda vefat ederken oğlu Hz. Hasan, daha fazla Müslüman kanı dökülmemesi için Muaviye lehine yönetimden feragat etti.
MUAVİYE BASKISI
Emevilerin siyasi icraatına karşı çıkan Hz. Hüseyin ise Muaviye'nin, iktidarı kendi soyu ile devam ettirme hevesine kapılması ve oğlu Yezid'i veliaht ilan edip halkı biate zorlamasına boyun eğmedi. Çünkü yönetimin babadan oğula aktarılma yöntemi, Müslümanların siyaset geleneğiyle bağdaşmıyordu.
Buna sadece Hz. Hüseyin değil, Hz. Ebu Bekir'in oğlu Abdurrahman, Hz. Ömer'in oğlu Abdullah gibi sahabeler de karşı çıkmıştı.
Bu önemli isimler, Muaviye'ye teklif götürdü. Yezid'in veliahtlığına itiraz edenler, geçmişteki örneklerden birine uyması durumunda doğru bir iş yapmış olacağını ve buna kimsenin itiraz etmeyeceğini Muaviye'ye söyledi. Bu teklifleri kabul etmeyen Muaviye, Yezid'i kendi yerine devlet başkanı atamaktan vazgeçmedi ve yoğun propaganda yürütüp Hicaz'da insanları biate zorladı. Bu safhada Medine Valisine verilen talimatla Hz.
Hüseyin üzerinde biat baskısı kuruldu. Bunun üzerine Hz.
Hüseyin ve baskıya boyun eğmeyenler, Medine'den Mekke'ye gitmek üzere yola çıkıp Harem-i Şerif'te Beytullah'a sığınarak baskıyı kırmak istedi.
KERBELA'DA ZULÜM
Birçok sahabe, Hz. Hüseyin'e Rasul-i Ekrem'in kıymetli bir emaneti olduğu için ehli beyte zarar gelir endişesiyle Hicaz'ı terk etmemesi gerektiğinde ısrar etti.
Hz. Hüseyin'in Kufe'ye doğru yönelişinin asıl sebebi, Yezid yönetiminin şiddet ve baskısından uzaklaşmaktı. Hayalinde İslam'ın getirdiği hak ve adalet ölçülerinin yansıyacağı sosyal hayat vardı. Bu süreçte Kufe Valisi Ubeydullah b. Ziyad, Hz. Hüseyin'i durdurmak için 1000 kişilik atlı askerle Hürr b. Yezid'i görevlendirdi. Hürr'ün görevi, kafileyi çevre ile irtibatı olmayan, su-erzak temininin zor olacağı bir yerde tutmak ve Hz. Hüseyin'i valiye teslim etmekti. Fakat Hz. Hüseyin'in Yezid'e teslim olup biat etmedi. Çünkü ortada bir zulüm vardı. Zulme seyirci kalan da, zalime destek vermiş olurdu.
Hz. Hüseyin'in kafilesi, su ve erzak temininde zorluk çekilecek bir yerde konaklamaya zorlandı.
İşte burası, Kerbela idi. Bu arada Ömer b. Sa'd 4 bin kişilik askerle Hz. Hüseyin'i Yezid'e biat ettirmek için Kerbela'ya ulaştı.
33 MIZRAKLA ŞEHİT
Hz. Hüseyin Kerbela'da 10 muharrem gecesini ibadetle geçirdi. Kadın ve çocuklar çadırlara yerleştirildi. Erkekler çadırların çevresinde mevzilendi.
10 Muharrem sabahı, çarpışma başladı. Çarpışmalarda karşı tarafın şiddet ve acımasızlığı had safhada idi. Hz. Hüseyin'e karşı insaf ve merhametle bağdaşmayan orantısız güç kullanılıyordu.
Hz. Hüseyin ve ehli beyt ise susuzdu. Hz. Hüseyin, Fırat nehrine yaklaştığı sırada Husayn b. Numeyr'in attığı bir ok, boğazına isabet etti. Hz. Hüseyin, Allah Rasulü (s.a.v.)'nün ehl-i beytine bu zulmü yapanları Allah'a şikayet ve dua etmek için çadıra döndü. Bu esnada Emevi ordusunun komutanları arasında acımasızlığıyla tanınan Şemir, 10 adamıyla Hz. Hüseyin ailesinin bulunduğu çadırı kuşattı. Adamları da Hz. Hüseyin'e saldırdı. Hz. Hüseyin, 33 mızrakla yaralı bir ceylan gibi yere düşüp şehadet şerbetini içti. 23'ü ehlibeytten olmak üzere 72 şehit verildi. Ömer b. Sa'd, Hz. Hüseyin'in kesilmiş başını İbn Ziyad'a teslim etti, o da Şam'daki Yezid'e gönderdi.
HZ. HÜSEYİN'E İHANET
Bu arada atlanmaması gereken önemli bir detay... Hz. Hüseyin, ihanete uğradı. Daha önce hem babası Hz. Ali'ye hem de ağabeyi Hz. Hasan'a karşı ihanetlerine şahit olduğu Kufelilerin samimiyetlerini anlamak için amcasının oğlu Müslim bin Akil'i Kufe'ye ve Yemen'e göndererek "haktan yana bir tavır ve zulme karşı duruş beklediğini" ifade etti. Burada tam 18 bin kişi Müslim'in önünde Hz. Hüseyin'e biat etti. Ancak daha sonra Yemenli ve Kufeliler ihanet ederek, Emevilerin Müslim'i öldürmesine göz yumdu ve Hz. Hüseyin'e ihanet ettiler. İşte bugün hala Ortadoğu'da savaş, gözyaşı ve kan durmuyorsa bunun nedeni Peygamberimizin kıymetli emaneti olan ehl-i beyte yapılan zulüm nedeniyledir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) "Size bir de Ehl-i Beyt'imi bırakıyorum. Allah'tan korkun da Ehl-i Beyt'ime saygılı davranın!" uyarısına rağmen yaşananlar nedeniyle bu zulüm ve ihanet cezasız kalmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.