Muharrem ayında pişirilip ikram edildiğinde birlik, beraberlik, bolluk ve bereket yayan aşure, tencerelerde kaynamaya 8 Ağustos Pazartesi günü başlayacak. Muharrem ayının 10. gününde yapılmaya başlanan ve insanlık tarihi kadar eski olan aşurenin hikayesini sizinle paylaşmak istiyorum. Bugüne Aşure günü denmesinin nedeni Muharrem ayının onuncu günü olması nedeniyledir. Aşura ismi, Arapçada 10 manasına gelen aşara kelimesinden türemiştir. Aşure pişirilen evlerde bir sene boyunca bolluk bereket olacağı, yoksulluk görülmeyeceği, yiyenlerin şifa bulacağına inanılır. Aşure pişerken karıştırmak için kullanılan kepçeye ibrişimle delikli gümüş paralar bağlamak, daha sonra bunları yıkayıp yine bereket olsun diye keseye koymak, aşurenin geleneklerdendir.
Osmanlı zamanında bu aya çok önem verilirdi. Muharrem ayının 10. günü oruçla başlanır ve kazanlarca aşureler yapılıp eşe dosta, konu komşuya ikram edilirdi. Hatta aşure dağıtan gönüllü "aşure sebilcileri" fakire, fukaraya aşure dağıtırdı.
İLK YAPAN HZ. NUH (A.S.)
Aşure geleneğinin Hz. Nuh peygamber zamanından geldiği bilinmektedir. Aşurenin hikayesi ise şu kıssaya dayanmaktadır: Hz.
Nuh'un oğulları olan Sam, Ham ve Yasef kendisine iman etmelerine karşın diğer asi oğlu Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. 1000 seneden fazla Allah'ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki Hz. Nuh (a.s.), çok zulme uğrar ve inanmayanların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah'a şikâyet eder. Allah (c.c.) , Hz. Nuh'a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail'i (a.s.) kendisine yardımcı gönderir. Hz. Nuh (a.s) emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanına alır. Ve Allah (c.c.) sonunda büyük tufanı koparttır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar. Bu sırada büyük gemi hareket eder.
Sadece gemiye binen canlılar kurtulur.
Gemi aylarca suda kalır. Tufanın sona erdiği, Muharrem ayının 10. günü sular çekilmiş ve gemi Cudi Dağı eteklerinde karaya oturur. Müminler kurtuldukları için bir gün şükür orucu tutmuşlar ve ellerinde az miktarda kalan bütün erzakları birleştirip aşure yapmışlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. O zamanda yapılmış çorbaya bugün Aşure diyoruz. Günümüze kadar değişmeyen bir gelenek haline gelmiştir.
ÖNEMLİ OLAYLARIN GÜNÜ
Muharrem Ayı'nın 10. gününde gerçekleşen birisi acı, diğerleri sevindirici önemli olaylar vardır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) torunu Hz.
Hüseyin(r.a.) ve beraberindeki 72 kişi, Hicri 61'de Muharrem ayının onuncu gününde (10 Ekim, 680) Kerbela'da Yezid'in ordusunca katledilmiştir. Bu üzücü olayın dışında Allah (c.c.) aşure gününde, on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunmuştur. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) bu günde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür.
Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağı'nın üzerine bu günde demirlemiştir. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından kurtulmuştur. Hz.
Adem'in (a.s.) tevbesi kabul edilmiştir. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Muharrem Ayı'nın 10. günü çıkarılmıştır.
Hz. İsa (a.s.) bu günde dünyaya gelmiş ve semâya yükseltilmiştir. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur.
Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.