İzmir İl Müftülüğü Vaizi Mustafa Acar, İslam dininin getirdiği ilkelerin amacı insanları fert ve toplum olarak her türlü kötülükten alıkoymak, onları dünya ve ahiret huzuruna sevk etmek olduğunu ve bu temel esaslardan birinin de doğruluk olduğunu belirtti. İnsanın görevinin istikamet üzere İslâmı yaşamak, doğruluktan, hak yoldan ayrılmadan bu dünyadan göçüp gitmek olduğunu ifade eden Mustafa Acar şunları söyledi: Rabb'imiz Allah Teâlâ Kur'an'ı Kerim'de bunu ne güzel açıklıyor:
"Rabbimiz Allah'tır deyip, sonra da doğrulukta devam edenlere gelince, (ölürken) onların üzerine melekler iner ve derler ki;
Korkmayın, üzülmeyin, size va'd edilen cennetle sevinin." (Fussilet Suresi ,30) Sakif kabilesinden Abdullah oğlu Sufyan (ra) şöyle demiştir: Peygamberimize: -Ey Allah'ın Resulü, İslamiyet hakkında bana bir öğüt veriniz ki, sizden sonra artık kimseden bir şey sormaya ihtiyacım kalmasın, dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz:
Allah'a inandım de, sonra da dosdoğru ol, buyurdu." Dikkat edilirse gerek ayet-i kerimede ve gerekse hadis-i şerifte belirtildiği üzere İslâm'ın temel hedeflerinden biri de doğruluk ve dürüstlüktür.
DOĞRULUK KALPTE BAŞLAR
Doğruluk kalpte başlar, söz ve amelde ortaya çıkar. Özü doğru olmayanın ne sözü ne de yaptıkları doğru olur. Peygamberimiz (S.A.V.): "Kişinin imanı doğru olmaz kalbi doğru olmadıkça, kalbi doğru olmaz dili doğruları söylemedikçe..." (et- Tegîb ve't-Terhib, c III, 353) buyurarak dilin ve kalbin uyum içerisinde olmasını ve her ikisinin de istikamet üzere bulunmasını tavsiye etmiştir. Zira söz; kalbin tercümanı, ruhun da aynasıdır. Bu nedenle mümin yalancı olamaz. Zira Hz Peygamber (s.a.s.) bir hadislerinde yalancılığı münafıklık alâmeti olarak açıklamıştır.(Buhari, Edeb, 69.) Bir kimsenin arkadaşına yalan söylemesini ise ona ihanetle eş değer saymıştır.
Bu hususta: "Sana güvendiği hâlde kardeşine karşı yalan söylemen ne kadar büyük bir hıyanettir." (Ebu Davud, Edeb, 71.) buyurur. Öyleyse mümin doğru konuşur, doğruyu söyler, doğru iş yapar, doğrularla birlikte olur. Çünkü Allah'ın muradı bu yöndedir."Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğrularla "özü sözü bir olan ve dürüst davranan kişilerle beraber olun."(Tevbe, 119)
ÇOCUK YAŞTA EĞİTİLMELİ
Doğruluk bir eğitim işidir ve bu eğitim anne baba tarafından daha çocuk yaşta verilmelidir. Bu konuda yine; hayatını doğruluk üzere yaşayan ve düşmanlarının dahi yalancı diyemediği Hz Peygamberimizden (S.A.V.) bir örnek verelim: Abdullah b. Amr (R.A.) anlatıyor: Peygamberimiz evimizde bulunduğu bir günde annem beni yatıştırmak için: -Yavrum, gel sana bir şey vereceğim diye beni çağırdı. Peygamberimiz anneme: -Çocuğa ne vermek istedin? diye sordu. Annem: -Hurma vermek istedim, dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz:
-Eğer bir şey vermeseydin (de çocuğu aldatmış olsaydın) sana bir yalan günahı yazılırdı, uyarısında bulundu. (Ebû Davud, Edep,88)
İbadetlerin gayelerinden biri de müslümanı doğruluğa sevkedip ahlâkını güzelleştirmektir. Aile hayatından alışverişine varıncaya kadar hayatın hemen her alanında müslüman doğru ve dürüst olmalıdır. Buna işareten; Hz. Peygamber (S.A.V.), oruç hakkında; "Bir kimse yalanla konuşmayı, yalanla iş yapmayı bırakmazsa Allah'ın, o kişinin yemesini içmesini terk etmesine ihtiyacı yoktur." (İbn Mace, Sıyam, 29.) buyurmuştur.