• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • Namaz Vakitleri
  • VavTv Canlı Yayın
İslam’ı temsil sorumluluğumuz TOLGA TEKİN

İslam’ı temsil sorumluluğumuz

tolga.tekin@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05 Ocak 2023, 20:07

İzmir İl Müftülüğü Vaizlerinden Osman Fidan hocamızla İslam'ı temsil etme sorumluluğu hakkında sohbet ettik.
Osman Fidan hocamız bu konuyu ayet ve hadisler ışığında bizlere anlattı. Gerçekten de çok büyük ve önemli bir sorumluluğa sahibiz ancak bunun ne kadar bilincindeyiz?
Ahzab Sûresi'nin, 72'nci ayetinde nasıl bir emanet ve sorumluluk altında olduğumuz şöyle beyan ediliyor: "Biz, emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik. Onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O cidden çok zalim, çok cahil bulunuyor."

ALLAH KATINDA EN GÜZEL AMEL
İşte bu emanet ve sorumluluğun bilincinde olmamızın çok büyük bir önem taşıdığını belirten Osman Fidan hocamız şunları söyledi: Hicretin üzerinden yedi yıl geçmişti. Sevgili Peygamberimiz ashabıyla beraber fitne yuvasına dönmüş Hayber üzerine sefere çıkmıştı. Allah Resûlü (s.a.s), ashabıyla birlikte Hayber'in önüne geldiğinde İslam sancağını Hz. Ali'ye verdi ve ona şöyle dedi: "Onların bulunduğu bölgeye varıncaya kadar sükûnetle yürü!
Sonra onları İslâm'a davet et ve Allah'a karşı sorumluluklarını onlara haber ver!
Vallahi senin vasıtanla Allah'ın bir kişiyi hidayete erdirmesi, en değerli kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır" (Müslim, Fedâilü's-4444sahâbe, 34.) Allah Resûlünün (s.a.s) Hz. Ali'ye olan bu nasihati bizlere göstermektedir ki Allah katındaki en güzel amellerden biri, bir insanı İslam'la buluşturmaktır. Müslüman, İslam'a güzel bir şekilde davet etmekle yükümlüdür. Bu ise İslam'ı doğru anlayıp yaşamayı ve lisanı halimizle güzel temsil etmeyi gerektirir.
Allah Resûlü (s.a.s), dini önce kendisi yaşıyor, sonra ashabına tebliğ ediyordu.
Sadece anlatmakla yetinmiyor, davranışlarıyla da İslam'ı en güzel şekilde temsil ediyordu. Adalet ve hakkaniyeti, şefkat ve merhameti, ülfet ve muhabbeti, samimiyet ve dürüstlüğü, cömertlik ve yardımseverliği ile örnek oluyordu. Ashab-ı güzin de İslam'ı bizzat ondan öğreniyor ve öğrendiklerini hemen kendi hayatlarına aktarıyordu.

ÖRNEK BİR ÜMMET OLMA BİLİNCİ
Sonraki nesiller de aynı yolu takip ettiler.
Bu sayede İslamiyet hızla yayıldı ve nice gönüller İslam'la şereflendi. Anadolu'nun, Afrika'nın, Uzakdoğu'nun, Balkanların, Kafkasların ve daha nice toplulukların İslamiyet ile tanışmasında müminlerin sözlerinden daha çok örnek hayatlarıyla verdikleri mesajlar etkili olmuştur. O halde, insanlığa önder ve örnek bir ümmet olduğumuzun bilincinde olalım. Dinimizin yüce hakikatlerini özümseyip hayatımızda uygulayalım.
İnandığımız gibi dosdoğru yaşayalım. Her işimizde ihlas ve samimiyeti kuşanalım.
İman ve ibadette, ilim ve hikmette, ahlak ve takvada Resûlullah'ı örnek alalım. Sözlerimizle birlikte yaşantımızın ve güzel ahlakımızın insanlarda iz bıraktığının idrakinde olalım. Unutmayalım ki birçok insan İslam'ı Müslümanların hal ve hareketlerine göre değerlendirmekte ve tercih etmektedir.
Dolayısıyla İslam'ı hakkıyla temsil edemeyen her Müslüman, farkında olmadan en büyük zararı İslam'a vermiş olmaktadır.
"Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah'a inanırsınız..." (Âli İmrân, 3/110.) "Dikkat edin, size mümini tanıtıyorum; o, insanların canı ve malı hususunda kendisine güvendiği kişidir. Müslüman; elinden ve dilinden insanlara zarar gelmeyen kimsedir..." (Tirmizî, Fiten, 9.)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.