Allah (c.c.) katındaki tek din olan İslam, teslim olmayı ifade eder. Bir yönüyle hayatımızın devamı için nefes alıp vermekten, yeme, içme, uyuma gibi ihtiyaçlarımızın temelinde zorunlu bir teslimiyet yatar. Diğer yönüyle de bizleri yaratan Allah'ın (c.c.) varlığına ve birliğine olan imanımız da fıtratımızda bulunan bir özelliktir. İman ederek, Allah'ın emir ve yasaklarına teslim olarak huzur buluruz.
Böylece kaliteli ve belli ölçüler içinde yaşamımızı sürdürerek hem dünyada hem de ahirette saadeti kazananlardan oluruz. Hz. İbrahim (a.s.), kendisinin Allah'a (c.c.) olan teslimiyetini günümüz insanı için en ağır ve çok zor olan bir imtihandan geçerek göstermiştir. Allah (c.c.), Hz. İbrahim'den (a.s.) oğlu İsmail'i (a.s.) kurban etmesini emretmiştir. Bu emir karşısında hiç tereddüt etmeyen Hz.
İbrahim (a.s.) Allah'ın bu emrini bildirdiği oğlu İsmail aleyhisselam da aynen babası gibi tereddüt etmeden Allah'a itaat etmiştir.
Elbette bu bir imtihandı. Allah (c.c.) , Hz. İbrahim'i bu teslimiyeti karşısında ödüllendirmiş ve gökten bir koç indirmiştir.
Ödüller sadece bununla da kalmayıp "Halilullah" yani "Allah'ın samimi dostu" unvanını hak etmiş ve bu asil ve temiz soyundan da bizim Peygamberimiz olan Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi birçok peygamberler gelmiştir. Günümüze kadar da bu temiz soy devam eder.
SAMİMİYET SINAVI
Hz. İbrahim (a.s.) Allah'a olan teslimiyetini işte böyle göstermiştir. Çünkü iman etmek, sevmek, teslim olmak sadece söz ile olmaz. Bunu davranışlarla da göstermek gerekiyor. Ankebut Süresi'nin 2. ve 3. ayetlerinde "İnsanlar, denenip sınavdan geçirilmeden, "İman ettik" demekle bırakılacaklarını mı sanıyorlar?
Andolsun ki biz, onlardan öncekileri de sınamıştık. Allah, elbette doğru olanları ortaya çıkaracaktır; kezâ O, yalancıları da mutlaka ortaya çıkaracaktır" buyurulduğu gibi iman etmek bunu davranışlarla göstermeye bağlıdır. Evet şimdi ekonomik durumu yerinde olanlar için bu zaman geldi. Kurban Bayramı yaklaşıyor.
Kurban Bayramı, aynı Ramazan orucu gibi Allah'a olan teslimiyetimizin, kulluğumuzun, samimiyetimizin önemli bir göstergesidir. Kim, Kurban Bayramı'na ulaşır ve bu ibadeti yerine getirebilirse ne mutlu o Müslümana...
KULLUĞUN İSPATI
Kurban kelimesi yaklaşmak anlamına da gelir. Yani kim Kurban keserse Allah'a yaklaşır. Bu müjdeyi de bizlere Yüce Rabbimiz "Onların ne etleri ne kanları asla Allah'a ulaşmaz. Ona ulaşacak olan sizin takvanızdır" (Hac,37) ayeti ile vermektedir. Kurban aynı zamanda Cenâb-ı Hak tarafından kulluğumuzun kabulü ve O'nun bize yakınlığını da ifade eder. Dolayısıyla kurban kulun halis niyetle yaptığı ibadetle Rabbine yakınlaşmasıdır.
O halde bizler de Cenâb-ı Hakk'ın bize hayatı ve ölümü bahşetmesindeki muradını yerine getirmeli, hayat ve ölüm arasındaki vecibelerimizi vesile bilip O'na yakınlaşmalı ve yakınlığımızı arttırmak için de vesileleri çoğaltmalıyız.
Hz. İbrahim'in (a.s.) yolunda giden bizler de İslam dini içindeki tüm vecibeler gibi Kurban ibadetinin de Rabbimize kulluğumuzu ispat etmek ve yakınlaşmamız için kolaylık olarak verildiğini unutmayalım.
Bütün ibadetlerimizle Allah'ın rızasını arayarak O'na yakınlaşmaya gayret etmeliyiz.
Dolayısıyla Rabbimize yakınlaşmak için sevdiğimiz şeylerden; fedakarlıklarda bulunup hayat akışımızı O'nun rızası doğrultusunda şekillendirmeliyiz. Teslimiyetimizi ufak adımlarla dahi olsa ispatlamaya çalışırsak Allah, bize dinini kolaylaştırarak karşılık verecek ve kalbimize nurunu ve esenliğini inzal edecektir.