İçinde bulunduğumuz hafta idrak etmemiz gereken çok önemli bir zaman dilimidir. Çünkü bu hafta alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) dünyaya teşriflerinin 1452. yıldönümü... Bu vesileyle o müthiş gecede neler yaşandığını ve ne tür mucizeler meydana geldiğini aktaracağım. İnsanlığın kurtarıcısı olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) doğduğu o müthiş gecede çok önemli olaylar ve mucizeler yaşandı. Mekke'de Rebiülevvel ayının 12. gecesi tan yeri ağarırken alemlere bir nur doğdu. O nur, Allah'ın "Ey habibim sen olmasaydın alemleri yaratmazdım" buyurduğu ve tüm peygamberlerin büyük kurtarıcı olarak geleceğini müjdelediği Hz. Muhammed (s.a.v.) idi. Mazlumların kan ağladığı, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü, şirkin, putperestliğin, ateşperestliğin arttığı, zulüm ve cehaletin yerin dibine vurduğu bir anda dünyaya, öyle bir teşrif etti ki ; yergök cümle alemde, asırlar boyunca konuşulacak büyük mucizeler gerçekleşti.
YILDIZ DOĞDU
Allah'ın (c.c.) cennetin kapısına kendi ismiyle birlikte yazdığı Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) teşrif ettiği gece bir yıldız doğdu. Yahudiler arasında yıldızlardan hüküm çıkaran birçok alim vardı. Bunlar, kitaplarında Allah Resülü'nün geleceğini öğrenmişti. Yahudi alimler, bu yıldızdan Ahir zaman Peygamberinin dünyaya teşrif ettiğini anlamıştı. Ayrıca Nebiyy-i Ekrem Efendimizin dünyaya teşrifleri gecesinde hazan yaprağı gibi gök kubbeden yıldızlar döküldü. Bu hadisenin ardından şeytan ve cinlerin gökten haber almaları son buldu. Kainatın Efendisi'nin doğduğu gece Medayin'deki Kisra Sarayı'ndaki 14 burç çatırdayarak yıkıldı. İstahbarat'taki bin yıldan beri yanan Mecusilerin kocaman ateşi bir anda sönüverdi. Ateşperest Mecusilerin ateşi yerine Tevhid meşalesi yandı
SAVE GÖLÜ KURUDU
Takdis Edilen Meşhur Save (Taberiyye) Gölü bir anda kuruyuverdi. Bu da gelen Resul-i Kibriya Efendimizin, Allah'ın izni ile olmayan şeylerin takdis edilmesini yasaklayacağının ifadesiydi. Peygamber Efendimizin dünyaya gözlerini açtığı gece taşan seller, Semave Vadisi ve Semave şehrini sular altında bıraktı. O ana kadar görülmemiş bu hadiselerin Resul-i Ekremin doğumu sırasında meydana gelmesi elbette tesadüf değildi. Bütün bunlar Peygamberimiz Hazret-i Muhammed'in (s.a.v.) zuhurunu haber veriyordu. Biz öyle yüce bir peygamberin ümmetiyiz ki ; kıymetini ne kadar bilsek azdır.