Sonunda bu da oldu...
Kandil'deki PKK baronları, FETÖ ve CHP 'hayır' cephesinde buluştu!
Bu ilginç koalisyonun tek bir amacı var...
12 Eylül cuntasının "Nasılsa Kenan Evren Cumhurbaşkanı olacak" mantığıyla dizayn ettiği sözde parlamenter sistemi savunmak!
Oysa CHP'nin parlamenter sistemde iktidar olma şansı yok...
Bu gerçeği bile bile PKK ve FETÖ ile aynı safta buluşmaları, 12 Eylül'ün kapısına kilit vurduğu bir parti için trajikomik bir tercih...
Bir taraftan 'rejim değişiyor' diye ortalığı ayağa kaldıracaksınız, diğer taraftan Türkiye Cumhuriyeti'nin azılı düşmanlarıyla adı konulmamış bir koalisyon kuracaksınız!
Hayır' cephesinin liderliğini üstlenen CHP'nin tek çelişkisi iktidar olamayacağı bir sistemi PKK ve FETÖ ile birlikte savunması değil...
Günümüz dünyasında parlamenter sistemle yönetilen bazı Avrupa ülkeleri bile koalisyonlara kapıları kapatan, istikrarı öne çıkaran sistem değişikliklerine gidiyor...
Alın size koalisyonlar ülkesi İtalya...
1946'dan beri 63 ayrı hükümetin kurulduğu İtalya'da ilk seçimde oyların yüzde 40'ını alan parti Temsilciler Meclisi'nde 340 sandalyeye sahip olacak.
Eski Başbakan Renzi'nin 2015 yılında gündeme getirdiği bu değişikliğe İtalya'da da karşı çıkanlar oldu.
İtirazlarını hangi cümleyle dile getirdiler biliyor musunuz?
"Diktatörlük getirir..." Bizim hayır cephesi de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı diktatörlük hevesi içinde olmakla suçlamıyor mu?
Kafa, aynı kafa...
Peki İtalya'nın eski başbakanı Renzi ne demiş bu eleştirilere?
İtalya'ya istikrar gelecek...
Reformları daha rahat yapacağız...
İtalya'nın her zaman 'hayır' demeyenlere ihtiyacı var...
Renzi'nin 1.5 yıl önce söylediklerinin aynısını Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım bugünlerde söylüyor...
Aklın yolu bir...
Sanmayın ki Avrupa'da tıkanan sistemi açmak için çare arayan tek ülke İtalya...
Son yıllarda Avrupa ülkelerinin çoğunda parlamenter sistemin yarattığı istikrarsızlıklar ve yönetim krizleri ciddi şekilde tartışılıyor.
Krizleri aşmak için birçok ülke siyasal sisteminde değişikliklere gidiyor.
Alın size İngiltere örneği...
İngiltere'de 2010 genel seçimlerinde İngiliz iki partili sistemine Liberal Demokrat Parti de eklendi...
Ufukta beliren koalisyon tehlikesini fark eden İngilizler, hemen tedbir amaçlı bir yasa çıkardı.
Parlamento seçimleri 5 yılda bir yapılacak şekilde düzenlendi.
Hükümetin düşürülmesi zorlaştırıldı.
Siyasi istikrarsızlık ve hükümet krizlerine karşı sistem kendisini güvenceye aldı...
İtalya ve Türkiye'nin aksine İngiltere'de kimse çıkıp "Ne oluyor, diktatörlük mü geliyor" demedi...
İngilizler muhtemelen 'istikrar' kelimesinin önemini bizden ve İtalyanlardan daha iyi biliyor...
LİVANELİ NE DİYORSA O
Türkiye'deki sistem soygunculardan ve kara para aklayanlardan başka hiç kimseyi memnun etmiyor.
Liderlerin keçiler misali inatlaşmaları sonunda halkın iradesini yansıtmayan sonuçlar çıkıyor ortaya...
İstenmeyen ve hiçbir sorunu çözemeyen hükümetler kuruluyor.
Devletle mafya iç içe geçiyor, suç örgütleri devlet içinde yuvalanıyor.
Meclis denetim görevini yerine getirmekten aciz...
Bu sistemin yerine iki turlu bir başkanlık sistemine geçtiğimizi düşünün...
Devlet Başkanını parlamento değil biz seçiyoruz...
Bu seçim iki turlu olacağı için yanlış yapma ihtimalimiz azalıyor ve adayları kıyaslayarak karar veriyoruz.
Yeni Başkan, bize daha önce tanıttığı güçlü ve kaliteli kadroları, Meclis ve politika dışından uzman kişileri bakan olarak atıyor.
Meclis de bu kadro ve başkan üzerindeki denetim görevini yerine getiriyor.
Böyle bir sistem bugünkünden çok daha doğru görünüyor...
Ne dersiniz?
NOT: CHP eski Milletvekili Zülfü Livaneli'nin, 90'lı yılların sonunda kaleme aldığı "Başkanlık Sistemi" adlı makaleden alıntılanmıştır.