21-27 Şubat tarihleri arasında kutlanan 22. Vergi Haftası nedeniyle, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'nin de desteklediği ve katkı koyduğu etkinliklerle verginin ülke kalkınmasındaki rolünün tüm kesimlere iletilmesi, vergi idaresi ile mükellef arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve vergiye gönüllü uyumun sağlanması hedeflenmektedir.
Bu noktada, İzmir Vergi Dairesi Başkanı sayın Gürhan Acar başta olmak üzere tüm grup başkanlarını, vergi dairesi müdürlerini ve vergi dairesi çalışanlarını özverili ve başarılı çalışmalarından ötürü kutluyor, esnaf teşkilatına gösterdikleri yakın ilgiden dolayı hepsine ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum.
ESNAFIN DESTEĞİ
Vergi, her bireyin devletine karşı olan vatandaşlık borcudur. Toplumsal refahın artırılmasına destek sağlanması için yeterli kamu gelirinin toplanması bir zorunluluktur.
Bu bilince sahip olan İzmir Esnaf Teşkilatı'nın da, vergi dairesinin iyi bir dostu olduğunu unutmamak gerekmektedir. Oda başkanlarımız ve vergi mükellefi olan üyelerimiz, her zaman devletin, vergi idaresinin yanında olmaya özen göstermekte, vergi idaresine verilen desteklerin ülkenin menfaati, halkın mutluluğu ve refahı için gerekli olduğuna inanmaktadırlar.
KAYITDIŞI MÜCADELESİ
Vergi ödeme konusunda esnaf sanatkarlarımız çok titizdir. Küresel kriz, teknolojik gelişmelerin getirdiği zorluklar gibi nedenlerle istemeden de olsa ödemelerini aksatan bazı üyelerimiz ise, geçen hafta Meclis'ten geçen Torba Yasası ile borçlarını taksitlendirip ödeme imkanına kavuşmuşlardır.
Esnaf kesimi borcuna sadıktır ama burada önemli olan, vergi vermeyen kesimlerin mükellef tabanına dahil edilmesi, kayıtdışının önlenmesi olacaktır.
Bugün Türkiye'de çalışan ve üreten kesimlerin ödediği vergiler, maalesef kamu hizmetlerinin finansmanını karşılayamamaktadır.
Kayıtdışı önlemediği için devlet bu sefer dolaylı vergiler gibi adaletsiz metotlara daha fazla itibar etmekte, bu da halkın üzerine aşırı yük getirmektedir. 2010 yılında toplam vergi gelirleri 210.5 milyar TL iken, beyanname verenlerin ödediği gelir vergisi sadece 3.5 milyar TL seviyesinde kalmıştır.
Dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri üzerindeki payı AB ve OECD ülkelerinde ortalama yüzde 30 civarında iken, Türkiye'de bu oran son yıllarda yüzde 70'lere kadar yükselmiştir.
Oysa, dolaylı vergi gibi adaletsizlik yaratan, kolaycılığa kaçan bir yöntem yerine, ekonomideki kayıtdışılığın asgari seviyeye çekilmesi ve mükellef tabanının genişletilmesi için yeni politikalar üretilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.
Kayıtdışı ile mücadele artık devlet politikası haline getirilmelidir. Sanayicisiyle, tüccarıyla, esnaf sanatkarıyla, tüketicisiyle, köylüsüyle ekonominin her katmanı kayıtdışının önlenmesi için elinden geleni yapmalı, devletine destek olmalı, bu konuda ülke yöneticileri de toplumun tüm kesimleriyle konsensüs sağlamalıdır.
Öte yandan, üretim ve istihdamda yaşanan sıkıntıların ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilediği de göz ardı edilmemelidir. Bu açıdan, üretim ve istihdamı teşvik edecek bir vergi sisteminin oturtulması da Türk ekonomisi için yararlı olacaktır.
İŞSİZLİK SORUNU
Genel üretimin artması, ülkede yaşanan işsizlik sorunu ile mücadelede de önemli bir etken olacaktır. Bu noktada nüfusumuzun önemli kısmını oluşturan ve ekonomik gücü sınırlı olan esnaf sanatkarlarımıza vergisel teşviklerin verilmesi önem kazanmaktadır.
Küçük işletmelerinde en az 3-4 kişiye istihdam sağlayan esnaf sanatkarlarımıza getirilecek vergisel kolaylıklar, bu kesime moral aşılayacak, üretim ve istihdam potansiyellerini artırmalarını sağlayacaktır.
Esnaf sanatkarların ve yanlarında çalışanların Türkiye'deki sayısal gücü göz önüne alındığında, böyle bir girişimin ülke kalkınmasında önemli bir yapı taşı oluşturacağı görülecektir.