Hafta sonu mübarek Ramazan ayını tamamlayacak ve bayram heyecanını yaşamaya başlayacağız.
Bu vesileyle öncelikle esnaf sanatkarlarımızın, İzmirlilerin ve tüm vatandaşlarımızın mübarek Ramazan Bayramlarını kutlar, sağlık, afiyet ve huzur dolu bir bayram geçirmelerini temenni ederim. Türk toplumunda bayrama yakın, çoğunlukla arefe günleri yapılan bayram alışverişlerinin farklı bir anlamı ve önemi vardır. Bu yazımızda da bayram alışverişlerine değinmek, değerli tüketicilere çağrıda bulunmak istiyorum. Arefe ve bayram öncesi alışverişlerinizde ihtiyaçlarınızı mümkün olduğunca esnaf sanatkarlarımızdan karşılamanızı ve yerli malı ürünlerini tercih etmenizi rica ediyorum.
ORTAK DOST
Esnaf sanatkarlar Türk toplumunda farklı bir konumda bulunmaktadır. Sadece ekonomik alanda değil, sosyal ve kültürel yönden de farklı işlevler üstlenmiş, geçmişten bu yana toplumdaki birlik ve beraberliğin mimarı olmuşlardır.
Ancak toplumsal yaşamdaki önemli konumlarına rağmen esnaf sanatkarlarımız sıkıntılı günler yaşamakta, mahalle aralarına kadar giren hipermarketler, yaşanan çağda alışveriş kültürünün değişmesi, insanların alım gücünün daralması gibi nedenlerle adeta yaşam mücadelesi vermektedirler.
Esnaf sanatkarlarımız sayısal anlamda toplumun çoğunluğunu oluşturan önemli bir kesimi oluşturmaktadırlar. Her ailede esnaflık yapan mutlaka bir akrabamız, tanıdığımız bulunmaktadır. Dolayısıyla esnaf sanatkarlarımız ortak dostlarımızdır.
Bu noktada bayram alışverişlerinde tüketicilerin ihtiyaçlarını esnaf sanatkarlarımızdan temin etmesi, içlerinden biri, ortak dostları olan esnaf sanatkarları bir nebze olsun rahatlatacaktır. Esnaf sanatkarların mutluluğu ve refahı, toplumun huzurlu olmasına, geleceğe daha güvenle bakmasına da vesile olacaktır.
EKONOMİNİN GEREĞİ
Öte yandan alışverişlerde küçük işletmelerin tercih edilmesi, aynı zamanda ekonominin de bir gereğidir.
Çoğu yabancı sermayeli AVM'lerin ucuz ürün satmak adına kalitesine bakmaksızın raflarını ithal ürünlerle doldurdukları bilinen bir gerçektir.
Dolayısıyla alışverişlerin büyük kısmının hipermarketlerden yapılması, beraberinde cari açık, işsizlik, yurtdışına sıcak para çıkışı, üreticilerin zora düşmesi gibi ekonomik sorunları da beraberinde getirecektir. Oysa esnaf sanatkarlar kazançlarını yine kendi çevrelerinde harcamakta, bulunduğu çevrenin, ilin ticari sirkülasyonuna önemli katkılar sağlamaktadırlar.
869 BARKODA DİKKAT
Türkiye'de yerli üretimin iç talep ve tüketimle uyumlu olmaması, ekonomide yapısal sorunlara neden olmaktadır. Bugün insanlarımızın yaşamında önemli yeri olan ve tüketilen ürünlere bakıldığında; bilgisayar, akıllı telefon, otomobil, televizyon ve diğer bazı elektronik aletlerinin ilk sıralarda yer aldığı görülmektedir. Bu ürünlerin en belirgin özelliği ise ya ithal edilmeleri ya da büyük oranda ithal girdi ile üretilmeleridir.
İthal ürünlere yoğun rağbet de biraz önce değindiğimiz gibi cari açık ve işsizlik başta olmak üzere pek çok ekonomik sorunu körüklemektedir.
Türkiye'de üretim ve tüketim deseni uyumsuzluğunun giderilmesi, cari açığın azaltılması, işsizlikle mücadelede mesafe kat edilmesi ve kaynaklarının daha etkin kullanılabilmesi ancak ülkemizde üretilen malların tüketimine öncelik verilmesi ile mümkün olabilecektir.
Türkiye'de üretilen ürünlerin bar kodu 869 ile başlamaktadır.
Dolayısıyla, vatandaşlarımızın satın aldıkları malları seçerken bar kodlarının 869 ile başlamasına dikkat etmesi, benzer yerlisi varsa ithal ürünü tercih etmemesi artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
Yerli malı da en çok esnaf sanatkarlarımızda bulunmaktadır.Bu noktada genellikle yerli ürünleri satan veya bizzat üreten, milyonlarca insanın geçimine imkan veren esnaf sanatkarlarımıza pozitif ayrımcılık yapılmasının önemi de ortaya çıkmaktadır.
Şu unutulmamalıdır, Türkiye'nin çağdaş gelişmişlik düzeyine ulaşabilmesi sadece ülke yöneticilerinin görevi değildir.
Gelişme için her bireye ödevler düşmektedir. Geleceğimiz tutumlu olduğumuz, yerli malı kullandığımız, küçük işletmelere sahip çıktığımız takdirde daha aydınlık olacaktır