Rusya Ukrayna savaşının Avrupa'da kutuplaşmayı soğuk savaş dönemindeki gibi yeniden körüklediği günlerden geçiyoruz. Bu kutuplaşma silah tüccarları başta olmak üzere savaş destekçilerine kazandırırken masum sivillerin ise canlarına mal oluyor. Ukrayna halkı için sadece NATO üyeliği uğruna Batı'nın yönlendirmesiyle Rusya'yı karşısına almak ülkelerini terk etmeleriyle sonuçlanan ağır bedellere neden oldu. Son olarak önceki gün Rus füzeleri, içinde binden fazla sivilin bulunduğu bir alışveriş merkezini hedef aldı. Rusya'nın çoğu zaman sivil hedefleri gözetmeksizin gerçekleştirdiği saldırılar yakın zamanda bitecek gibi de görünmüyor.
YARDIM SADECE BAHANE
NATO, savaşın başından bu yana hala barışa hizmet ettiğini, işlevselliğini koruduğunu ve müttefikleri için güven ortamına katkı sağlama iddiasını sürdürdüğünü göstermek için Ukrayna'ya hukuksal olarak ittifak bazında olamasa bile ülke bazında destek toplamaya çalıştı. Tabi bu çabanın ardında da savaş destekçisi ittifak üyelerinin olduğunu söylemek yersiz olmaz. Savaş, bu süreçte bir kez daha Batı'nın iki yüzünü ortaya çıkardı. Birçok Avrupa ülkesi, envanterlerlerindeki silah ve askeri teçhizatı yenilemek için halen Ukrayna'yı kullanıyor.
Etkisiz savunma sistemleri, tedavülden kalkan silah teknolojileri yardım adı altında Kiev yönetimine gönderiliyor. Hükümetler çoğu parlamentoyu kabul edilemeyecek askeri yatırım ve harcamalarına Ukrayna'ya destek yalanıyla ikna ediyor.
SONUCA ETKİSİ İMKANSIZ
Madrid'deki NATO zirvesi öncesinde Genel Sekreter Jens Stoltenberg, hala Kiev'e kapsamlı yardım paketlerinden bahsediyor ama paketler onaylansa ve beklenen yardımlar Kiev'e ulaşsa da sonucun Ukraynalılar lehine olmayacağı çok açık... Stoltenberg'in yardım paketinin detaylarını anlattığı açıklamada kullandığı, "Ukrayna için güçlendirilmiş kapsamlı bir yardım paketi üzerinde anlaşacağız. Bu, güvenli iletişim, drone karşıtı sistemler ve yakıt gibi alanlarda önemli destek niteliğinde teslimatları içerecek. Daha uzun vadede Ukrayna'nın Sovyet dönemi askeri teçhizatından modern NATO teçhizatına geçişine yardımcı olacağız, savunma ve güvenlik kurumlarını daha da güçlendireceğiz" ifadeleri bile Ukrayna halkı için barış günlerinin daha ne kadar uzakta olduğunun ispatı gibi... NATO, bir yandan savaş üzerinden kendi varlığını ispatlamaya çalışırken yeni üyeliklerle zayıflayan gücüne de güç katmaya çalışıyor. Finlandiya ve İsveç'in adaylık süreçleri ise NATO karşısında Rusya'ya yeni savaş sebebi oluşturmaya hizmet etmekten başka bir işe yaramıyor.
SÖZDE YENİ MÜTTEFİKLER
Türkiye'nin terör örgütlerine verdikleri aleni destek ve teröristlere ülkelerinde barınma hakkı verdikleri gerekçesiyle karşı çıktığı bu üyelikler aslında uzun vadede ittifakın geleceğini de yeni savaş tehditleriyle tehlikeye sokacak. NATO zirvesinin ağırlıklı gündemlerinden biri olan bu üyelik süreçlerinin nasıl sonuçlanacağı henüz netlik kazanmış değil ancak sonuç ne olursa olsun en büyük ittifak ortaklarından ve NATO'nun askeri kanadının en önemli müttefiklerinden biri olan Türkiye'nin yeni üyelerle ilgili haklı endişeleri giderilmek zorunda. Çünkü zaten ABD gibi ülkelerin Suriye'de terör örgütlerine verdikleri açık destek nedeniyle güney sınırlarında terör tehditleriyle karşı karşıya kalan ülkemizin, terörist grupları besleyip kol kanat geren yeni sözde müttefiklere ihtiyacı yok.