Enerji krizinde yeni yol bulan kazanacak
Dünya genelinde son dönemde yaşanan enerji sıkıntısının ülkelere kazandırdığı en önemli dersin ne olduğunu sorsalar, herhalde önemli bir bölümü enerjide alternatif pazarlar ve üretim modelleri oluşturmak olduğunu söyler. Avrupa ülkeleri, Rusya-Ukrayna savaşı sonrası yaşayacakları enerji krizini öngörme şansları olsaydı eminim çok daha önceden yeni enerji türleri ve pazarlara yönelirlerdi.
ARTIK ÇOK MU GEÇ?
Bugün bunları söylemek için çok geç olduğu söylenebilir ancak savaşın Ukrayna aleyhine uzayacağını öngörmek de sanıyorum yanlış olmaz.
İşte sadece bu ihtimal bile başta AB olmak üzere birçok devletin yeni alternatiflere yönelme ihtiyacının süreceğine işaret. Bu olasılık AB'nin de gündeminde olmalı ki, petrol ve doğalgazda Rusya'ya olan bağımlılığı başına büyük dertler açan Avrupa, bu dertlerin bir benzerinin nadir toprak elementleri alanında Çin'le yaşanmaması için şimdiden harekete geçti.
'ALTYAPI SAVUNMASIZ'
Avrupa'nın fiziksel altyapısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, "Kuzey Akım boru hatlarına yönelik sabotaj eylemleri, kritik altyapımızın ne kadar savunmasız olduğunu göstermiştir" ifadesini kullandı.
Deniz altındaki fiber optik kabloların küresel internet trafiğinin yüzde 99'unu taşıdığını kaydeden Leyen, "Modern Avrupa tarihinde ilk kez bu altyapı hedef haline geldi. Dünya ekonomisinin can damarlarını daha iyi korumamız gerekiyor" açıklaması yaptı.
Leyen, enerji, dijital ve elektrik altyapısı gibi diğer yüksek riskli sektörlerde stres testleri yapmak için üye ülkelerle birlikte çalışacaklarını da söyledi.
Avrupa'nın nadir toprak elementlerine olan talebinin 2030 yılına kadar 5 kat artacağını dile getiren Leyen, pazara hakim olan Çin ile Rusya'da yaşadıkları gibi bir bağımlılık söz konusu olmaması için bu alandaki tedarik zincirlerini güvenilir ortaklarla çeşitlendirmeyi planladıklarını kaydetti.
Bu açıklamayla ülkemizin savaş stratejisindeki haklılığı da bir kez daha tescillenmiş oldu.
Sürecin başından bu yana taraflarla işbirliği ve diyaloğunu sürdüren Ankara'nın bugün Avrupa gibi derin bir enerji darboğazı yaşamadığını hatırlatmakta fayda var. Tedarikte olduğu gibi yeraltı ve yüzer depolama alanı yatırımlarını da zamanında tamamlayan Türkiye, bu bakımdan da Avrupa'ya fark atmış durumda.
ÇİN'DEN SONRA İKİNCİ PAZAR TÜRKİYE
NADİR toprak elementleri, fiber optikten uydu haberleşmesine, akıllı füzelerden yakıt hücrelerine kadar 20'den fazla alanda kullanılıyor.
Temmuz ayı başında Eskişehir Beylikova'da 694 milyon tonluk nadir toprak elementleri rezervi bulundu. Bu rezerv, dünyada Çin'in 800 milyon tonluk rezervinin ardından ikinci en büyük rezerv olarak kayıtlara geçti. Tedarik zincirini çeşitlendirmeyi düşünen Avrupa'nın rezervlerin çıkarılması ile beraber Türkiye'nin kapısını çalması bekleniyor.
DEPOLAMA TESİSLERİ TAM KAPASİTE ÇALIŞIYOR
TÜRKİYE'NİN yeraltı doğalgaz depolarındaki doluluk oranının da bu ay içinde yüzde 100'e ulaşması öngörülüyor.
Tuz Gölü Yer Altı Doğalgaz Depolama Tesisi'nde kış öncesinde doluluk oranı maksimum seviyeye ulaştı.
Doğalgaz depolama kapasitesi 3,2 milyar metreküpten 4,6 milyar metreküpe çıkarılan Silivri Yer Altı Doğalgaz Depolama Tesisi'nin de bu ay içinde yüzde 100 doluluğa ulaşması planlanıyor. Böylece, Türkiye'nin iki yer altı doğalgaz depolama tesisinde toplamda 5,6 milyar metreküp doğalgaz depolanmış olacak. Depolardaki gaz, Türkiye'nin yıllık tüketiminin yaklaşık yüzde 10'una karşılık gelecek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.