İsveç’in tarafı belli de sizin tarafınız hangisi?
Geçtiğimiz haftadan bu yana İsveç'te hem Türkiye'ye hem de İslamiyet'e yönelik birbirinden çirkin eylemler düzenlendi.
Rusya korkusu yüzünden NATO şemsiyesi altına girmek için çırpınan ve üstelik bu konuda Türkiye'nin desteğine ihtiyacı olan İsveç, PKK'lılar ve ırkçı, din düşmanı çevrelerin eylemlerine sessiz kalarak bir kez daha tarafını belli etti.
NATO için Türkiye'nin onayına ihtiyacı olan bir dönemde bile bu çirkin eylemlere çanak tutabilen bir ülkenin, Ankara ile işi bittiğinde neler yapabileceğini tahmin etmek bile istemiyorum.
ŞİKAYETÇİLERİN TAYFABAŞI
İsveç'teki çirkinliklere siyasilerden de vatandaşlardan da kısacası ülkemizin her kesiminden tepki geldi. Bu tepkiler arasında öyle isimler de vardı ki, gösterdikleri refleksi görünce ülkenin milli çıkarları için gövdesini taşın altına koymaya hazır sanırsınız. Mesela İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bırakın erken seçim gündeminin başlamasını, neredeyse göreve geldiği günden bu yana dış basınla kurduğu samimi ilişkiler sayesinde, Türkiye'de meydana gelen en ufak olumsuzluğu yurt dışına şikayet eden tayfanın bayraktarı olabilecek kadar ileriye gitmiş bir isimdir. Göreve geldikten sonra ilk demecini bile Yunan medyasına veren İmamoğlu, daha birkaç hafta önce hakkında verilen yargı kararını da dış basına şikayet etmişti. İmamoğlu'nun milli duyguları kabarmış olmalı ki, kendisi hemen Türkiye ve İslamiyet'e yönelik İsveç'teki eylemleri eleştiren paylaşımlarda bulunmuş. Daha geçtiğimiz hafta Türkiye'yi İngiliz Financial Times'a 'demokrasi elden giriyor' diye şikayet eden İBB Başkanı, hem The Economist Dergisi'nin Türkiye'de yaklaşan seçimleri analiz ettiği "Türkiye diktatörlüğün eşiğinde" manşetli kapağına hem de İsveç'teki eylemlere ilişkin tepki dolu(!) paylaşımlarda bulunmuş.
MECBUREN 'MIŞ' GİBİ YAPMAK
İmamoğlu, sanki yurt dışında bulduğu her fırsatı Türkiye'ye gol atmaya adamamış gibi, "Son günlerde yurt dışı kaynaklı, Türkiye'ye ve iktidara yönelik aleyhte eleştirileri takip ediyorum. Her seçim öncesi, dozu yüksek bu çıkışlar toplumumuzu rahatsız ettiği gibi fayda sağladığı kişi ve kurumlar da bellidir" demiş. Yetmemiş, İsveç polisinin Türk Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakılacağı duyurulan gösteriye izin vermemesi için de çağrı yapmış, "Bu eylem akıl dışıdır. Türkiye'nin tüm İslam ülkeleriyle birlikte bu talihsiz eylemin, gerçekleşmemesi yönünde güçlü irade göstermesi önemlidir" yorumunda bulunmuş. İmamoğlu'nun bu her kelimesinden samimiyetsizlik akan açıklamalarına bakınca insanın ister istemez, bugüne kadar hiçbir Türkiye'yi şikayet fırsatını kaçırmayan İBB Başkanı, seçim tarihi yaklaştıkça aynı anda HDP ve İYİ Partililerin gönlünü kazanma operasyonunu bir tarafa bırakıp 'AK Partili seçmene de mavi boncuk dağıtmaya başlamış olabilir mi?' sorularını akla düşürüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.