Yerel seçimlerde muhalefet kanadında ittifak tartışmaları giderek alevleniyor.
İYİ Parti lideri Meral Akşener'in seçime tüm il ve ilçelerde kendi adaylarıyla gireceklerini açıklamasının ardından elbette birçok isimden bu çıkışa destek gelirken bir o kadar da tepki geldi. İYİ Partililer her ne kadar bu çıkışı destekleseler de sonucun onlar açısından hüsran olacağı görüşü hakim.
O nedenle son ana kadar ittifak kapıları açık kalmak zorunda muhalefet açısından. Millet İttifakı partilerinin küçük ortaklarının pek bir iddiaları olmadığı için onlar açısından kaybedecek bir şey yok. Büyük ihtimalle yerel seçim için de CHP adaylarını destekleyerek kendi yollarına devam edeceklerdir.
SADECE BİR GÖRÜNTÜ
Ama İYİ Parti açısından durum pek de öyle değil. Çünkü İYİ Partililer kendilerini tabiri caizse dev aynasında görüyorlar.
Yerel seçimde başarılı olabileceklerine inanıyorlar. Görüntü böyle...
Ama buz dağının diğer yanında durum pek de öyle değil. 14 Mayıs seçimlerinin tarihi netleşene kadar daha yükseliş grafiği çizen bir İYİ Parti vardı. Ama süreç içinde Akşener'in memnuniyetsiz tutumu, kararsızlıkları, rol çalma girişimleri partiye çok puan kaybettirdi. Hele CHP liderinin cumhurbaşkanlığı adaylığının açıklanmasından hemen önceki İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarını göreve çağırma girişimi var ki evlere şenlikti resmen. Neyse ki iki belediye başkanı iktidar hırsına kapılmadı da kendi başlarını yakmadılar.
Sonunda cumhurbaşkanı yardımcılığı ara formülüyle Akşener zorla Kemal Bey'in adaylığına razı edildi ama beklenen sonuç elde edilemeyince İYİ Parti resmen freni boşalan kamyon misali tüm faturayı CHP'ye kesti. Ekranlara çıkan, yazılı basına demeç veren İYİ Parti'nin yetkili organlarından kim varsa hem Kılıçdaroğlu'na hem de CHP'ye ağzına geleni söyler hale geldi. Bu çirkin tutum değişikliği de bence İYİ Parti'ye daha da puan kaybettirdi.
Şimdi yeniden tutum değiştirip CHP ile ittifak masasına otururlar mı bilinmez ama öyle olsa dahi bu kadar ağır laf söylenmişken geri dönüş yapılması seçmenin gözüne nasıl sevimli görünebilir ki!
YERELDE İTTİFAK ŞART
Yerelde ittifakın şart olduğu kesin. Bu sadece muhalefet kanadı için de geçerli değil üstelik. Cumhur İttifakı kendi içinde birliğini koruyor. Yeniden Refah gibi partilerin durumu net değil ama ittifakın çatısı da temeli de AK Parti-MHP işbirliğinin ortaklığı sayesinde sapasağlam ayakta duruyor. Ama herkesin eteğindeki taşları en ağır ifadelerle ortaya döktüğü muhalefet için durum hiç de iç açıcı değil. Nitekim CHP kanadı hala umudunu koruyor olmalı ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Akşener'in 'ittifak yok' çıkışını değerlendirirken hala umudu olduğunu ifade etmiş. Akşener ile abla-kardeş görüntülerinin bozulmasının ardından İYİ Parti liderinin açıklamalarına, "İttifak olmamalı diye bir fikre asla katılmıyorum. Her zaman ittifak şart" sözleriyle cevap vermiş.
KÖTÜ SONUN İLANI DEMEK
E haklı tabi İmamoğlu. Büyükşehirlerdeki CHP saltanatının sonunun ilanı demek ittifakın olmaması. Dolayısıyla İmamoğlu'nun yeniden seçilebilme ihtimali büyük ölçüde resmi ittifakın da masa altında HPD ile yapılan gizli ittifakının da sürmesine bağlı. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yerel seçimlerde büyükşehirle CHP'nin elinden kurtarma konusundaki kararlılığı da göz önünde bulundurulduğunda yakında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tan da benzer ittifak yorumları duyabiliriz...
