Günümüzde terörizmin finansmanının küresel sermaye tarafından sağlandığını artık alenen biliyoruz.
Irak'ın kuzeyinde en son verdiğimiz 9 şehidin ardından da yine küresel sermayenin merkez üssü konumundaki ABD'nin çıktığını gördük. Askerimizden kendi güvenliğini bahane ederek aldığı istihbaratı, terör örgütü PKK'ya veren bir devletten bahsediyoruz. Evet göze de kulağa da korkunç geliyor ama gerçek bu.
Eskiden Türkiye'nin istihbaratı bu kadar güçlü değilken, askerin, polis teşkilatının içinde FETÖ'cüler kol gezerken bu bilgiler bu kadar yayılma imkanı bulamıyordu. Ama şimdi ne istihbarat teşkilatımız ne de emniyet ve silahlı kuvvetlerimiz o kadar kolay alt edilemiyor.
Tabi Türkiye elini güçlendirip terörü sınır ötesine çıkarana kadar küresel güçler de eli kolu bağlı durmadı.
ASKERİMİZ RAHATSIZ EDİYOR
Ülkemizin Irak ve Suriye'nin kuzeyindeki askeri varlığı, bölgemizde kolayca at koşturmak isteyenleri rahatsız ediyor.
Onlar da direkt Türkiye ve bölge ülkelerinin karşısına çıkmak yerine terörizmi finanse ederek, teröristlere eğitim verip himaye ederek, uluslararası kuruluşlardan kopardıkları maddi desteği terör örgütleri arasında paylaştırarak hedeflerine doğru yol alıyorlar.
Onların hedeflerine gelince... Ortadoğu ABD, İngiltere gibi devletler için mutlaka söz sahibi olmaları gereken bir coğrafya. Bu bölgede güçlü devletler, birlik içinde milletlerin yaşaması onlar için kolay alan bulamamak, yeterince rahat hareket edememek demek.
İsrail'e onca katliama rağmen açıkça maddi ve manevi destek vermeleri de bu yüzden. İsrail için Gazze'deki savaş yetersiz. Çünkü Netanyahu ve ekibi savaşı bütün bölgeye yaymak istiyor.
TAM DA ABD'NİN İSTEDİĞİ GİBİ
Yani ABD'nin tam da yapmak istediği şeye hizmet ediyor. Ortadoğu'da kontrolü ABD'nin elinde olan küçük devletler, küçük parçalı milletler tam da ABD için bölgeyi istediği gibi kontrol etme olanağı sağlıyor. İsrail gibi katliamcı bir terör devleti ile dünya kamuoyunun gözü önünde işbirliği yapmaktan çekinmeyen ABD, küresel sermayeyle birlikte terörizmi finanse etmekten neden çekinsin ki! Terör gruplarını uzaktan kumanda ile sevk ve idare etmek teknolojik olanaklar sayesinde bu kadar kolaylaşmışken istihbarat da paylaşırsınız, maddi destek de verirsiniz, eğitirsiniz de... Hatta örgütler kendini finanse etsin diye petrol kuyuları bile tahsis edersiniz. Şu anda Suriye'de Türkiye'nin kontrolünde olmayan Haseke gibi bölgelerde yaşanan tam da bu.
Daha önceki gün, Milli İstihbarat Teşkilatımız, Fransız çimento şirketi Lafarge'nin Suriye'deki tesislerini vurdu. PKK'ya tünel yapması için beton blok veren bu ünlü şirket, Suriye'deki tesislerini de önce DEAŞ'a şimdi ise YPG'ye tahsis etmiş. Ne de büyük tesadüf değil mi?
HER ŞEY O KADAR BASİT DEĞİL
Şu anda Türkiye'nin etrafında uzaktan kumanda ile kolayca idare edilebilecek bir terör ağı var. ABD'nin bölgede istediği kontrolü sağlayabilmesinin önündeki tek engel ise Türkiye. O nedenle bugün kimse son günlerde sınırlarımızın ötesinde yaşanan terör saldırılarını iç dinamiklere, yerel seçime falan bağlamasın.
Çünkü hiçbir şey o kadar basit değil.