CHP, 14 Mayıs seçimlerinde muhalif seçmenin gözündeki kurtarıcı imajını kaybetmekle kalmadı. Sonrasında, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun dahiyane oluşumu 6'lı masanın da dağılmasıyla birlikte hızla yalnızlaştı.
31 Mart yerel seçimlerine giderken lider değişikliği ile marjinal sola daha da yaklaşan CHP için artık 4 elle sarılabilecekleri ittifak ortakları yok. Bilakis eski ortakların hepsi teker teker büyükşehir ve il belediye başkan adaylarını açıklayarak CHP'ye meydan okuyor. Bu tablonun baş sorumlusu olarak yeni Genel Başkan Özgür Özel gösterilse de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, bana göre en büyük sorumlulardan biri.
İBB ONUN İÇİN BİR BASAMAK
Genel seçimde arkasına aldığı ablası İYİ Parti lideri Meral Akşener'in desteğiyle el yükselterek Cumhurbaşkanı Yardımcısı rolüne soyunan İmamoğlu, seçimde yaşanan hüsran nedeniyle istediğini elde edip Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısına çıkamadı. Üstelik cesaret gösterip Kemal Kılıçdaroğlu'nun koltuğuna da talip olamadı. Basamak olarak kullandığı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının ayağının altından kayıp gitmesi ihtimali bile onu korkutmaya yetti. Aslına bakarsanız belki de bayraktarlığını yaptığı CHP içi değişim rüzgarına en başta kendisi inanmadı. Bizzat desteklediği Özgür Özel, siyasetin cilvesi olarak genel başkanlık koltuğunu kapınca İmamoğlu, fabrika ayarlarına geri döndü. Şimdi hedefinde önce Özel'in koltuğunu kapmak ardından cumhurbaşkanı adayı olmak var. Tıpkı eski günlerdeki gibi yani...
TÜM ADAYLAR BENİM OLSUN
CHP'de şu an başta İzmir olmak üzere neredeyse her kent için ayrı ayrı kavga çıkaranların başında İmamoğlu var. Özel'i köşeye sıkıştırıp sadece İstanbul'da değil tüm illerde, ilçelerde kendisinin desteklediği kişiler aday yapılsın istiyor. Amacı İstanbul'u almak olan bir belediye başkan adayı normal şartlarda İstanbul ilçeleri dışında başka illerde kimlerin aday yapılacağıyla neden bu kadar yakından ilgilensin ki... Çünkü kendi belirlediği adaylar İmamoğlu'nun gelecek planları için birer ön hazırlıktan ibaretler. Ayrıca AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum ve Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın bir sebeple karşısına çıkması ve bundan yeni mağduriyetler yaratmak için yanıp kavruluyor ama beklediği mağduriyet hikayesi muhtemelen hiç yazılamayacak.
Çünkü ne Erdoğan, ne de Kurum, İmamoğlu'nu şahsi olarak öne çıkaracak hiçbir tartışmaya mahal vermiyor.
YENİ AKTÖR BAŞAK DEMİRTAŞ
Ayrıca kendisinin unuttuğu bir gerçek daha var. Cepte gördüğü İBB, her an hayallerinde kalabilir. Çünkü ne 14 Mayıs öncesi gibi bir 6'lı masa, ne de bir numaralı destekçisi, biricik ablası Meral Akşener artık yok. DEM ise CHP'yi köşeye sıkıştırıp alenen ittifak yaptırmak için İmamoğlu üzerinden baskı kurmaya çalışıyor. Üstelik HDP'nin cezaevindeki eski eş başkanı Selahattin Demirtaş da partisine karşı bir iç savaş başlatmış, bu savaşın yeni aktörü olarak da eşi Başak Demirtaş'ı sahaya sürmüş durumda. DEM Parti, Başak Demirtaş'ı aday gösterir mi bilinmez ama eğer bu gerçekleşirse İmamoğlu oyları bu durumdan ciddi manada olumsuz etkilenir.
Herkesin kendi hedefinde ilerlediği bir yerel seçim süreci İmamoğlu için hiç iyi sonuçlar ortaya çıkarmayabilir yani...